ADM Elektrik (AYDEM) açıkladı: Didim’de elektrik kesintileri yapılacak ADM Elektrik (AYDEM) açıkladı: Didim’de elektrik kesintileri yapılacak
Metin Akpınar’a babalık davası açan Duygu Nebioğlu, “Ablamın babası da ünlü bir gazeteci” dedi, o ismin Uğur Dündar olduğu öne sürüldü. Dündar, iddiayı Adli Tıp Kurumu raporuyla yalanladı. Ancak Duygu Nebioğlu, raporun gerçeği yansıtmadığını iddia etti. Öte yandan Duygu Nebioğlu'nun canlı yayında seslendiği biyolojik annesinin fotoğrafı ilk kez yayınlandı.

Açtığı babalık davasında DNA testiyle ünlü oyuncu Metin Akpınar’ın kızı olduğunu ispatlayan Duygu Nebioğlu, şimdi de annesi Suphiye Orancı’ya ulaşabilmek için harekete geçti. Nebioğlu, dün Müge Anlı’nın “Tatlı Sert” adlı programına konuk oldu. Almanya’da yaşayan Suphiye Orancı’nın toplamda altı çocuğu olduğunu söyleyen Nebioğlu, “İkisi Almanya’daki evliliğinden. Evlilik dışı ilişkiden dört çocuğu var. Diğer dört kardeşim benimle aynı kaderi yaşadı” dedi.

Annesiyle 2007 yılında iletişime geçtiğini açıklayan Duygu Nebioğlu, “3 yıl boyunca Skype üzerinden görüştük, 2010 yılında benimle son konuşmasını yaptı” ifadelerini kullandı. Kendisine “Babanı bulursan beni kaybedersin” diyen annesiyle 14 yıldır görüşmediğini belirten Nebioğlu, “Annen hayatta mı?” sorusuna “Evet” yanıtını verdi.

AŞK YAŞADIKLARINI SÖYLEDİ

Annesinin Metin Akpınar’la ilişkisinin tek geceden ibaret olmadığına inandığını dile getiren Duygu Nebioğlu şöyle konuştu: “Annemle babamın teknede tanıştığı söyleniyor ama değil. Annem bana farklı bir hikâye anlattı, babam ise ‘Bir gecelik ilişki’ dedi.

Kimse doğruyu söylemiyor. Annem bir trafik kazasında tanıştıklarını söyledi. Bana ‘Babanız beni hastaneye götürdü, iki tane çocuğumun olduğunu biliyordu’ dedi. Bana o zaman babamın ismini vermemişti, kısa süreli bir aşk yaşadıklarını söylemişti. Babamın tek gecelik ilişki açıklamasını kabul etmiyorum.”

İBRAHİM TATLISES’İN FİLMİNDE OYNAMIŞ

Duygu Nebioğlu, annesi Suphiye Orancı’nın geçmişte ünlü isimlerle arkadaşlık yaptığını da öne sürdü. Hayatını kaybeden anneannesinin sır küpü olduğunu belirten Nebioğlu, annesinin geçmişte anneannesi tarafından ajanslara götürüldüğünü, hatta İbrahim Tatlıses’in bir filminde de oynadığını söyledi.

‘BİZ DÖRT KIZ ÇOK GÜÇLÜYÜZ’

Duygu Nebioğlu yayında annesine artık ortaya çıkması çağrısında bulundu: “45 gün sonra 36 yaşına gireceğim. Yıllardır sessiz kaldın. Biz bunlarla uğraşırken, sen bunları yok saydın. Neden korktun, neden karşılaşmak istemedin bilmiyorum ama bunları anlatmanı istiyorum. Ben 36 yaşında bütün bu hikâyeyi geride bırakmak istiyorum. Torunların var, onları artık benimsemen gerekiyor. Bizimle iletişime geçmeni istiyorum. Ablalarıma babalarının kim olduğunu açıklamanı istiyorum. Seni, sesini özledim. Buna artık bir son ver. Ben de hayatıma devam etmek istiyorum annem. Biz dört kız çok güçlüyüz, çok güçlü kadınların var senin arkanda.”

Abla da ortaya çıktı

1988 yılında Antalya’da doğan Duygu Nebioğlu, ikiz kardeşi Sevgi’yle birlikte Çocuk Esirgeme Kurumu’na verildi. 6 yaşındayken öğretmen bir çift tarafından evlat edinilen Nebioğlu, 21 yaşında babasının Metin Akpınar olduğunu öğrendi. 13 Ekim 2023’te de Akpınar’ın nüfusuna geçti.

Suphiye Orancı’nın kızlarından Duygu Nebioğlu’nun açtığı davayla, onun ve ikizi Sevgi’nin babalarının Metin Akpınar olduğu kesinleşmişti. Uğur Dündar’a açılan davayla birlikte, ikiz kardeşlerin ablalarından birinin Dilara G. olduğu ortaya çıktı. Dört kardeşin en büyüğünün fotoğrafı ise Dilara G. tarafından paylaşıldı. Dilara G., kardeşleriyle fotoğrafını Instagram’da “Dört karındaş, dört farklı hayat” notuyla yayınladı. Büyük ablanın da kendi babasını aradığı öğrenildi.

Duygu’yu çok sevdim yardım ederim

Duygu Nebioğlu, ablalarından birinin babasının ünlü bir gazeteci olduğunu söylemiş, o ismin Uğur Dündar olduğu öne sürülmüştü. Nebioğlu’nun ablası Dilara G. tarafından hakkında açılan bir babalık davası olduğu ortaya çıkan Dündar ise DNA testiyle baba olmadığının kanıtlandığını açıklamıştı.

Dündar, Müge Anlı’ya mesaj atarak Suphiye Orancı’yı tanımadığını söyledi: “Bu kadını ilk kez görüyorum. Dava dilekçesine göre güya 1985’te İzmir’de tanışmışız ve birlikte yaşamışız. Oysa o yıllarda benim İzmir’le hiçbir ilgim yok. Kaldı ki Adli Tıp raporu çok ayrıntılı ve hiçbir kuşkuya yer vermeyecek kadar net. Ayrıca o yıllarda bekarım.”

Ünlü gazeteci, Anlı’ya bir mesaj daha yolladı, “Duygu’ya sevgilerimi ilet. Onu çok sevdim. Telefonuna ulaşabilirsem konuşur ve yardımcı olmaya çalışırım” dedi. Nebioğlu bu mesajın ardından, Dündar’a babalık davası açılmasına giden süreci şöyle anlattı: “Annem bana ‘Ablanın babası Uğur Dündar’ demedi. Sadece ‘O dönem biz sevgiliydik’ dedi. Ben de ablamı Uğur Dündar’a benzettim. Olaylar böyle gelişti.”

Almanya’dan gelen telefon: Kızlarından hiç bahsetmedi

Suphiye Orancı’nın arkadaşı olduğunu söyleyen Merve Kutlay isimli bir kadın, Orancı’nın Düsseldorf’a yakın bir kasabada yaşadığını anlattı. Kutlay, “İki kızı var biliyoruz. Türkiye’deki kızlarından hiç bahsetmedi, şoke olduk. Türkiye’de sadece annesiyle erkek kardeşinin yaşadığını biliyorduk. Hatta onlarla 2000 yılında Almanya’da yılbaşı kutlamıştık” dedi.

Çocukların dramı 1989’da haber olmuş

Suphiye Orancı’nın dört çocuğunun yaşadığı dramın 16 Ocak 1989 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde haber olduğu ortaya çıktı. 1989’da Hürriyet’te çıkan “Vicdansız anne” başlıklı haberde çocukların isimlerinin Tanya, Fulya, Clara ve Songül olduğu bilgisine yer verilmişti.

Oktay Koltan imzasıyla yayımlanan “Paraya tamah etmenin sonu” başlıklı haberin içeriği şöyleydi: “Antalya’nın Tekirova Köyü’nde oturan Adile Şener’le Emin Şener, ayda 400 bin lira karşılığında Sofi adlı bir kadınla dört çocuğuna bakmak üzere anlaştılar.

Sofi isimli kadın, dört çocuğunu Şener Ailesi’ne bıraktıktan sonra ortadan kayboldu. Yener Ailesi şimdi bu ağır yükün altından nasıl kalkacağını düşünüyor.” Oktay Koltan, o dönem ikiz bebeklerin babasının Metin Akpınar olduğunun bilindiğini dile getirdi.

Annenize ulaşamadığınızı söylediniz. En son ne zaman görüştünüz?

Öte yandan Duygu Nebioğlu, yaşadıklarıyla ilgili Sabah'tan Tuba Kalçık'a konuştu. Annemle en son 2010 yılında görüştüm. O zamandan beri görüşmüyorum. Babamın Metin Akpınar olduğunu yeni öğrenmiştim o zaman. Annem Almanya'da yaşadığı için, görüntülü konuşmuştuk. Karşılıklı çok gözyaşı da döktük. Ama bir daha ne aradı, ne de sordu.

Dayımlarım ve teyzemlerin üzerinden de ulaşamıyorum. Annesi öldüğünde Türkiye'ye geldi ama benden gizlediler. Bizimle görüşmek istemiyor. Ben annemi bulmak istiyorum. Annemi bulmak için Müge Anlı'dan yardım istiyorum. Ancak onun bulabileceğine inanıyorum. Gerekirse onun programına çıkarım. Müge Anlı'yı 15 yaşımdan beri takip ediyorum. Çok güveniyorum ona. Annemin 6 çocuğu var. İkisi Almanya'daki evliliğinden. 4 kardeşim de benimle aynı kaderi yaşadı. Evlilik dışı ilişkiden dört çocuğu var annemin. Bir ablamın da babası çok ünlü bir isim ve medya dünyasından. O da dava açtı, hukuk mücadelesi veriyor.

Onun babası kabul ediyor mu?

Hayır asla kabul etmiyor. Ben yine Metin Akpınar'la görüşebildim. Babası, ablamla görüşmeyi bile kabul etmiyor. Ama dava sonuçlanınca benimki gibi uzun süre konuşulacak. Ben nasıl fiziksel olarak Metin Akpınar'a benziyorsam, o da babasına benziyor. Medya dünyasından çok ünlü bir isim. Bu konuya dair daha fazla konuşamam. Annem de galiba bu davanın sonucunu bekliyor. Dava sonuçlanınca ortaya çıkacak diye düşünüyorum.

İkizinizin davası sonuçlandı mı?

Hayır. Onun davası ertelendi. Davası sonuçlanınca benim gibi kardeşim de tazminat davası açacak.

Annenize kırgın mısınız?

Kırgın olduğum dönemler var. Beni çok yalnız bıraktı. Ben anneme hep sevgimi gösterdim. Ama o bizimle hiç vakit geçirmedi. Annem, bizi bakıcıya bırakıp gitmiş. Bizi bir süre sonra yurda vermişler. Ben çok hastalanmışım. Bir gazeteye haber olmuşuz 'İkizler hasta, anneleri bırakıp gitti' diye.

Annem de o sırada cezaevindeyken haberi görüyor ve gazeteciye uzun bir mektup yazıyor. Mektupta kimin kızı olduğumuz da yazıyor. O mektuba ulaştım. Çok uzun bir mektup yazmış, önemli bilgiler vermiş. Anneme, kendi annesi cezaevine gidip çocuklarını evlatlık vereceksin diye kağıt imzalatmış. Ondan sonra da zaten annemle kopuyoruz.

Annem 1992 yılında evlenip, başka bir hayat kurdu. Benim kalbimi kıran şey, annemin ne benim ne de diğer üç kardeşim için mücadele vermemesi. Dört kardeş olarak yetiştirme yurdunda büyüdük. En büyük ablam yurtta çok zor günler geçirdi. Yurttan kaçıp, sokaklarda yaşadı. Üçümüz de evlatlık verildiğimiz için ablama göre şanslıyız. İkizim ve ben annemle hiç vakit geçiremedik. 2 aylıkken bizi bakıcıya bırakıp, gitti. Bir ablamı 4, diğerini de 2 yaşındayken yurda vermiş. Biz gazeteye haber olunca 8 aylıkken yurda verildik.

Babanız bir gecelik ilişki sonucunda olduğunuzu açıklamıştı. Siz bu açıklamayı görünce neler hissettiniz?

Kendi itibarını düşünen bir adam. Çocuklarının ya da annemizin itibarını düşünmeden sadece kendini düşünerek yaptı bu açıklamayı. Onun bu açıklaması sonrası linç yedim. Metin Akpınar gerçekler ortaya çıksın istemiyor. Bir kadın olarak da rencide oldum. Annem de ben de hakaretlere maruz kaldık. Yaşadığı ilişkinin tek sorumlusu annem değil. Beni öfkeli, nefret dolu bir insan gibi göstermek istiyor babam. Benim tek derdim her şeyin ortaya çıkması. Kimseye kin duymuyorum sadece kırgınım.

Metin Akpınar sanatçı duruşundan dolayı takdir edilen bir isimdi. Bu son yaşananlardan sonra imajı da olumsuz etkilendi tabii ki..

Babam kendinin filozof olduğunu söylüyordu. 2 kamyon kitap okudum diyordu. Bize bu yaşattıkları nerede yazıyor? Dilekçede yazdıklarını okuyunca Akpınar'ın vicdansız ve merhametsiz bir insan olduğunu daha iyi anladım. Yaşadıklarımı öğrendikten sonra zaten vicdanı olsaydı bizi el üstünde tutardı. Toplumun Metin Akpınar'ı tanıdığı, kendisi gösterdiği şekilde bir Metin Akpınar tanımadım. Beni büyük hayal kırıklığına uğrattı.

Bana görüşmelerimizde de çok üzücü ifadeler kullandı. Mesela, Yunan adalarını tekneyle tatile çıktığı dönemde annemle birlikteymiş. Bundan dolayı da bana 'Yunanistan'a tohumlarımı serpmeye gidiyordum, ananı gördüm ona da serptim' dedi. Bunu duyunca hem çok üzüldüm hem de çok kırıldım. Bu sözünü senelerce kaldıramadım. Bir kadın için bu söylenmez. İşte benim tanıdığım Metin Akpınar böyle bir adam.

Metin Akpınar'ın zengin bir sanatçı olduğu biliniyor. Maddi olarak ondan beklentiniz var mı?

Tabii ki var. Benim geleceğim elimden alındı. Çocuğu olarak hakkım neyse onu istiyorum. Bana yardımı tamamen kesti. İkizime yardım yapıyor. 35 yaşındayım hâlâ beni büyüten babam bana destek oluyor. Akpınar, bir de mahkemeye başvurup fakirlik kağıdımı iptal ettirmek istedi. Mahkeme sürecinde adli yardım istedim. Mahkeme harç parasını da kendimin ödeyemeyeceğimi düşünerek, adli yardımın iptalini istedi. Ama başarılı olamadı. Akpınar istiyor ki dosyalar kapansın.

Babamın kendi iş hayatım konusunda da engel olduğunu düşünüyorum. Babama çalıştığım yerin bilgilerini veriyordum, bundan kısa bir süre sonra da işten çıkarılıyordum. Bu durum çok fazla başıma geldi. Hatta belediye girdim, işe başladıktan bir gün sonra işten çıkartıldım. Akpınar istiyor ki ben maddi olarak hep ona muhtaç olayım, onun kontrolünde bir hayatım olsun.

Şimdi mahkemeye 38 sayfalık bir dilekçe verdi. Dilekçe de benimle ilgili çok üzücü ifadeler kullanmış. Annemi de çok kötülemiş. O dilekçeyi gördükten sonra babamın benimle bir daha iletişime geçeceğini düşünmüyorum. Ben de artık iletişime geçmem.

"Yurtlarda daha çok ünlü çocuğu var" açıklamanız çok konuşuluyor. Bunu biraz açar mısınız?

Çocuk Esirgeme Kurumlarında benim gibi daha çok çocuk olduğunu düşünüyorum. Eski dönemdeki magazinciler çıksın konuşsun. Biz tek değiliz. Ben o döneme ait bilgileri topluyorum. Ben basına kendi hayatımı anlatarak, benim durumumda olan diğer insanlara da cesaret vermek istiyorum. İkizim bile dava açmak istemiyordu ama ben cesaretlendirdim onu. Ben inanıyorum ki benim mücadelemden etkilenen ve hakkını arayan başka insanlar da çıkacak. Gizli gizli dünyaya gelen ve yurda verilen çok çocuk var. Çok acı hikayeleri olan insanlar var. Umarım o insanlara da cesaret veririm. Emsal bir dava açtım ve umarım benim durumumda olan diğer insanlara da umut olurum.

Annenizi gördüğünüzde ilk ne söylemek istersiniz?

'Sonunda' derim. Ben annemi hiç görmedim, hiç dokunamadım ona. Ona sarılmak istiyorum. Onunla uzun uzun konuşmak istiyorum. Çok zor dönemlerden geçmiş bir kadın annem. Ailesinin durumu iyi olmasına rağmen ona kimse yardım etmemiş. Çok büyük yoksulluk çekmiş özellikle de bize hamileyken. Bize anlatsın istiyorum. Basına çıkmasını da asla istemem. Tek isteğim annemin fiziksel olarak yanımda olması.