Denizli’de yaşayan Murat Özdemir ve Kübra Özdemir çifti, 2015 yılı Ocak ayında 2 buçuk aylık kızları Emine Su Özdemir’in yüksek ateş nedeniyle rahatsızlanması üzerine Denizli Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne götürdü. Aile, kan ve idrar tahlili istemesinin ardından bebekten sadece kan tahlili yapıldı. Sonuçlarda olumsuz bir değere rastlanılmadığı söyleyen hastane, ailenin gözetim altına alınmasına yönelik taleplerini reddedip bebeği taburcu etti. Aradan geçen 8-10 saat sonra bebek Özdemir’in tekrar ateşinin yükselmesi ve vücudunda morluklar başlaması nedeniyle aile tekrar çocuklarını hastaneye götürdü. Doğrudan yoğun bakıma alınan bebeğin vefat haberi de birkaç saat sonra aileye verildi. Kanında mikrop olduğu için bebeğin vefat ettiğini söyleyen hastanenin, ilk başvurduklarında aileye kanındaki değerlerin normal olduğu bilgisini verdiği öğrenildi.

Ebeveyn çift, yıllar önce doktor hakkında şikayetçi olduklarını ancak soruşturma izni verilmediğini ileri sürdü. Aile yıllar süren dava sürecinde aldığı olumsuz yanıtların ardından sevindirici haberi, 8 yıl sonra Denizli İdare Mahkemesi’nin verdiği kararla aldı. Denizli İdare Mahkemesi, Sağlık Bakanlığı’nın aileye 750 bin TL tazminat ödemesine hükmetti. Ancak verilen tazminat miktarı düşük bulunan aile, tekrar İstinaf Mahkemesi’nin yolunu tutup, İzmir Bölge İdare Mahkemesi’nin kararını bekliyor.

“Kanında mikrop olduğu için vefat ettiği söyleniyor”

Ailenin avukatları Avukat Yusuf Enes Arslan, yaşanan hukuki süreci şu şekilde aktardı:

“Müvekkiller Murat Özdemir ve Kübra Özdemir, 2015 yılı ocak ayında 2,5 aylık kızları Emine Su Özdemir’i yüksek ateş rahatsızlığı ile Denizli Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne götürüyorlar. Burada çocuktan kan ve idrar tahlili isteniyor. Bebekten idrar tahlili alınamaması nedeniyle yalnızca kan tahlili yapılarak, sonuçlarda olumsuz bir değere rastlanılmadığı beyan edilmiş ve ailenin gözetim altına alınmasına yönelik taleplerine rağmen bebek taburcu edilmiştir. Taburcu edilirken yalnızca fitil verilmiş herhangi bir ilaç veya reçete düzenlenmemiştir. Aradan geçen 8-10 saat sonra çocukta tekrar ateşin yükselmesi ve vücudunda morluklar başlaması nedeniyle aile tekrar çocuklarını hastaneye götürüyor. Doğrudan yoğun bakıma alınan bebeğin vefat haberi de birkaç saat sonra aileye veriliyor. Kanında mikrop olduğu için vefat ettiği söyleniyor. Halbuki acil servise ilk başvurduklarında aileye kanındaki değerlerin normal olduğu bilgisi verilmişti” şeklinde konuştu.

İlk etapta hekim hakkında soruşturma açılamadığını anımsatan Arslan, “Aile, sorumlular hakkında şikayetçi olsa da ilgili hekim hakkında soruşturma izni verilmiyor, ancak bu ’işlem yapılmasına yer olmadığına dair karar’ müvekkillere tebliğ edilmiyor. Daha sonra aile 2018 yılında bu karara ulaşıyor. Aile hikayesini anlatarak İl Sağlık Müdürlüğüne tazminat talebiyle başvuruyor. İdare bu başvuruyu da reddettikten sonra aile, Denizli İdare Mahkemesi’nde maddi ve manevi tazminat talebiyle dava açıyor. Mahkeme süre aşımı nedeniyle davayı reddetse de İzmir Bölge İdare Mahkemesi bu kararı kaldırıyor ve dosya tekrar Denizli İdare Mahkemesi’ne geliyor. Burada 2021 yılı Ekim ayında mahkeme aldırdığı bilirkişi raporlarına istinaden davacıların maddi tazminat istemini reddederek yalnızca 5 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmediyor. Daha sonra İzmir Bölge İdare Mahkemesi tekrar kararı kaldırarak dosyayı Denizli İdare Mahkemesi’ne gönderiyor. Nihayet Denizli İdare Mahkemesi Sağlık Bakanlığı’nın aileye 750 bin TL tazminat ödemesine hükmediyor. Ancak verilen tazminat miktarı düşük olduğundan tekrar İstinaf Mahkemesi’nin yolunu tutan aile, İzmir Bölge İdare Mahkemesi’nin kararını bekliyor” diye konuştu.