Didim Devlet Hastanesi Acil Servis’te hastaların aciliyetini belirlemek ve yönlendirmek adına yapılan triyajda, “Tecavüze Uğramış Hasta” ibaresi yer alıyor.

Gazete Duvar'dan Didem Mercan'ın haberine göre, Kırmızı, Sarı ve Yeşil olarak 3 farklı renkte kategorilere ayrılan triyaj uygulama tablosundaki sarı alanda stabil olmayan durumdaki hastalar yer alıyor.

Yaklaşık 60 dakika bekleme süresi olduğu belirtilen sarı kategoride solunum sıkıntısı, karın ağrısı, şiddetli bağ ağrısı, hiddetli hasta, alkol zehirlenmesi durumlarına ek olarak ‘’tecavüze uğramış hasta’’ ibaresi bulunuyor.

Daha önce Mersin Toros Devlet Hastanesi aynı uygulamaya imza atmış ve bekleme tiyajında “Tecavüze Uğramış Hasta” ibaresi kullanılmıştı. Evrensel Gazetesi’nden Turan Dal bu uygulamayı 2017 yılında haber haline getirilmişti.

'TECAVÜZE UĞRAMIŞ HASTA İBARESİ KABUL EDİLEMEZ'

Konu hakkında görüşlerini aldığımız İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Üyesi Avukat Arzu Aydoğan, ‘’Söz konusu triyaj çizelgesinde yazan 'tecavüze uğramış hasta' ibaresi kabul edilemez.

Bir defa bu bir hastalık değildir. İkinci olarak 'tecavüze uğramış olmak' halini bu şekilde olağanlaştırmak ve hastalıkmış gibi failden bağımsızlaştırmak bizi şiddetle mücadelede iyi bir yere taşımaz’’ dedi.

Aydoğan, ‘’Triyaj tablosunun tamamına bakıldığında başka hiçbir adli ifade kullanılmazken, söz konusu cinsel suç olduğunda adli tanımı bile doğru olmayan özensiz ifadelere yer verilebiliyor. Bu konuda ne kadar hassasiyet çağrısı yapılırsa yapılsın, bütünlüklü bir bakış açısı geliştirilmediği müddetçe maalesef kendimizi aynı noktada buluyoruz’’ değerlenmesinde bulundu.

Hangi triyaj bölgesinde beklemesi gerektiğini cinsel saldırı mağduru kişiyle paylaşılmasının yeterli olacağını belirten Aydoğan, "Diğer yandan cinsel saldırı mağduru kişinin 'sarı triyaj bölgesinde' bekletilmesi de yine konunun ne denli hassas olduğunun gözden kaçırılmasıdır. Cinsel saldırı mağduru bekletilmez. Sadece vücudunun değil psikolojisinin de aldığı yaralar vardır. Hep bir kılavuz olarak başvurulması gerektiğinden bahsettiğimiz İstanbul Sözleşmesi’nde aslında bu konuya değinilmiştir. 25. Maddesinde cinsel şiddet mağdurlarına ilişkin önemli bir yönlendirme var’’ dedi.

‘TECAVÜZ HASTALIK DEĞİLDİR, KADIN-ERKEK EŞİTSİZLİĞİNİN ERKEK LEHİNE KULLANILDIĞI CİNSEL ŞİDDETTİR'

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü de Didim Devlet Hastanesi’nde yaşanan olay için, "Tecavüz hastalık değildir, kadın-erkek eşitsizliğinin erkek lehine kullanıldığı cinsel şiddettir. Kadın bedeni üzerinde söz sahibi olduğu düşüncesinin bir yansımasıdır" dedi.

Tecavüz ibaresinin bu şekilde devlet kurumundaki tablolarda açıkça yer almasının etik olmadığını belirten Güllü, "Adliyelerde duruşma saatini gösteren listelerde de açık açık yazılır 'Tecavüz Duruşması' diye. Travmaları herkese duyurarak mağdurun ikincil mağduriyetini yaşamasına sebep olan bu tür kurumsal işlemler ne yazık hala hükmünü sürdürüyor. Hep dediğimiz sosyal hizmet anlayışı ve farkındalığını değişip dönüştüren zihniyet dönüşümünü yaşayamıyoruz. İstanbul Sözleşmesi tam da bu dönüşümü sağlamaya yönelik bir belgeydi’’ dedi.

Güllü, "Ben bu ülkede kadınların insan hakları ve genel evrensel insan hakları konusunda herhangi bir adımın atılmayacağına, atılmışlarında bu ülkenin tarihinden silinme gayretlerinin artık resmen bir hareket olarak karşımızda durduğuna inanıyorum. Her şeyi kökten silip kazanılmış kadınların insan haklarından geriye adım atmak Cumhuriyet ile hesaplaşmanın görüntülü yansımasıdır. Mış gibi yaparak bugüne getirdikleri eylem planlarından ve mevzuatlardan geri adımla koşarcasına dönüş yapıyoruz. Devlet yönetim şekli ile övündüğümüz anlayışımızı çadır devleti modeline dönüştürme gayretlerine tanıklık ediyoruz" diye konuştu.

Böylesi bir durumun ille de tabloda belirtmek gerekiyorsa uygun üslup ne olmalıdır sorumuzu da yanıtlayan Güllü, ‘’ ‘Rıza Dışı Cinsel Şiddet – Acil’ cümlesi olayı ve yapılacak müdahaleyi önemsetir. Çünkü tecavüz sonrası verilerin kaybolmaması çok önemlidir. Rıza dışı diye belirterek hem kişinin iradesiz maruz kaldığı sorununu çözerken duygusal anlamda da travmanın desteğini açıklarız’’ dedi.

‘ETİK DIŞI, HASTA MAHREMİYETİNİ ZEDELEYEN SKANDAL’

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nden Uzman Klinik Psikolog Firdevs Funda Arpaguş konuya ilişkin, ‘’Sarı alandaki sorun ve bu ibarenin kullanımı bu travmaya maruz kalmış kişinin bu alana girerek kendilik değerlerine, gizlilik ilkesine vurulan bir damga gibi. Kişi yaşadığı travmaya baş etme noktasında ilk yaşadığı onun sistemine zarar veren bölge haline gelen ‘Sarı Alan Tirajı’ etik dışı aynı zamanda kişiyi hasta göstererek yaşadığı mağduriyeti normalleştirmek ve bir hasta kisvesine koymaktan başka bir şey değildir.

Kişinin bu alanda deneyimlediği bu yıkıcı mesajdan kaynaklı hastane başvurusunu çekebilir ve kaybettiği güven duygusuna bir yer daha eklemiş olur. O yüzden bu sarı alanda kullanılan bu ibare insan haklarına ve kişinin alan ihlaline gireceği gibi bu görsellin herkesin göreceği şekilde asılı kalması bu travmayı yaşamış kişi için hiç doğru değildir’’ açıklamasında bulundu.

Arpaguş, ‘’Tecavüz ağır bir travma olmakla birlikte kişinin diğer kişilere karşı güven problemi yaşamasına sebep olur. Kişi için artık dünya güvensiz bir yerdir. Triajda sarı alan karın ağrısıyla, baş ağrısıyla başvuru yapan hastaların bölgesiyken nasıl olursa bir tecavüze uğramış kişiyi bu bölgede bekletmeyi düşünebiliyorlar? Daha acil bir sıralamada olup, aciliyeti daha öncelikle ve gizlilik ilkesinin süreceği bir şekilde acil muayenesi gerçekleştirilmelidir. Bu anlamda yapılacak en doğru sistemin bu olduğuna inanmaktayım ve Didim Devlet Hastanesi’nde yapılan bu uygulamayı etik dışı, hasta mahremiyetini zedeleyen bir skandal olarak görmekteyim. Bir an önce ilgililerin bu skandalı düzeltemesi için harekete geçmesi gerektiğini düşünüyorum’’ dedi.

Arpaguş sözlerini şu şekilde tamamladı: "Bu ibarenin yaygınlaşması toplumda tecavüz ve istismarın artmasına ve bu kişilerin hasta olarak kabul görülmesine sebep olurken, herhangi bir baş ağrısıyla gelen bir hastanın bu alanda beklerken kaygılı ve korkulu bir bekleyiş sürdüreceğini düşünmekteyim."

'TRAVMATİK DENEYİMLERİN PSİKOLOJİK AÇIDAN UYGUN ŞEKİLDE ELE ALINMASI GEREKİR'

Uzman Klinik Psikolog Begüm Şenolur da ‘’İnsan, beden ve ruh sağlığı açısından bir bütün olarak ele alınmalıdır" ifadelerini kullanarak, "Kişilerin bedensel ve duygusal süreçleri birbirleriyle devamlı bir etkileşim halinde olduğundan, bedensel veya duygusal süreçlerde meydana gelen bir değişim, kişinin diğer sürecini de etkilemektedir. Bu nedenle beden bütünlüğü ihlal edilen kişilerin maruz bırakıldığı travmatik deneyimler tıbbi açıdan ele alınırken durumun psikolojik ve duygusal açıdan da uygun şekilde ele alınması gerekmektedir’’ dedi.

Şenolur, ‘’Yer verilen bazı kavramlar, cinsel şiddetin türünün tanımlanması açısından açıklayıcı olması amacıyla kullanılsa da söz konusu kavramlar, cinsel şiddete maruz bırakılan kişilerin üzerinde yaratacağı psikolojik ve duygusal etkiler açısından da değerlendirilmelidir. 'Tecavüze uğramış hasta' tanımı gibi cinsel şiddete maruz bırakılan kişinin elinden gücü alarak söz konusu travmatik deneyim ile ilgili semptom ve olumsuz duyguları tetikleyebilecek bir ifade yerine etik kurallar gözetilerek cinsel şiddete maruz bırakılan kişileri güçlendirici tanım ve kavramlara yer verilmesi kişilerin beden-ruh sağlığını olumlu yönde desteklerken olası etik ihlallerin de önüne geçilmesi açısından belirleyici olacaktır’’ dedi.

BAŞHEKİMLİK TABLOYU KALDIRDI

Didim Devlet Hastanesi Başhekimliği ise acil serviste yer alan tabloyu  kaldırdı.

Başhekimlikten yapılan açıklamada, ‘’tabloyu kaldırdık, gerekli düzenlemeler yapılacaktır, bizleri bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederiz’’ denildi.