CHP’li Polat Bora Mersin açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Hepinizin bildiği gibi yerel internet haber sitelerinden birisinde zaman zaman “yazılar” yazan bir köşe yazarı, geçtiğimiz haftalarda yazdığı bir yazıda ADÜ Başhekimine ait olduğunu iddia ettiği, bir takım ifadelere yer verdi.

Bizde “doğru olmadığını umuyoruz” şerhini koyarak; şehrimize, şehrimizin insanını karalamaya kimsenin hakkı olmadığını söyledik.

Başhekim bey daha sonra kurumları kast etmediğini söyledi, ancak, elbette sadece durumu kurtarmaya çabaladı. Bizde kabul ettik tamam dedik.

Yapılan açıklama tam bir faciaydı. Üniversite tercihlerinin yapıldığı bir süreçte, şehrimizin imajını bombalamaktan farkı yoktu.

Rektör Bey’de bunun farkına varmış olacak ki; başhekim beyin üniversiteden ayrıldı dediği 30 akademisyen ile ilgili, başhekimi tekzip eden bir açıklama yapma gereği duydu.

Buraya kadar biz Aydın’ı sevenler Aydınlı insanları yekvücut, yapmamız gerekeni yaptık, söylememiz gerekeni söyledik.

İşte tam da bu noktadan sonra herkes kendi gerçek niyetini, gizli ajandasını ortalığa dökmeye başladı.

Özellikle “röportajı” yayımlayan sözde yazar, gerçekte nasıl bir mikser olduğunu ortaya döktü.

“yok, bu şehir ille de kötü” diye tepinmeye başladı. Meğer hesap başkaymış, meğer dert tasa farklıymış.

İnsanlara verdiği “bıkkınlıkla” her yerde anılan bu şahıs, meğer ping pong topu gibi oradan oraya gezerken, en son Mustafa Savaş’ın mevzisine sığınmış. Hoş oraya da artık “bıkkınlık” verdiği konuşuluyor ama, bunu bekleyip göreceğiz.

Bu miksere göre Aydın’da iyi olan hiç bir şey yok!

Madem öyle İstanbul’dan kalkıp Aydın’a niye yıkılıyorsun demek gerek ancak, jeotermal su, romatizmalarına pek iyi geliyormuş, onu da bilmeyen yok.

Adnan Menderes Üniversitesi’ne ait yolu da kalemine meze ediyor. Belki de derdi üniversitenin bu yolu yapamamasındaki acziyetini dile getirmek, “özerk bütçesi olmasına rağmen bunu yapmaktan aciz ADÜ” demek.

Bir insan mikserlikle, dedikoduyla müsemma hale gelirse, inanın her sözü, her lafı bekleyin ondan.

Amma!

İş bizim mensubu olduğumuz, neferi olmaktan onur duyduğumuz, hayatımızı, ömrümüzü adadığımız partimize dil uzatmaya, Cumhuriyet Halk Partisi çatısının altı ile ilgili dedikodu, yalan bilgi üretmeye gelirse; bir dakika deriz, haddini bil deriz.

Bak efendi! Sen bizim partimizin işleyişi ile ilgili dedikodu üretme. Hiçbir şekilde bilgi sahibi olmadığı şeyleri senaryolaştırıp ortalığa saçmaya uğraşma, altında kalırsın.

Yazdığın hayal ürünü senaryolar, deli saçması varsayımlar, attığın nifak tohumları, bizim burada alıcı bulmaz. Tümüne şahit olduğum olayları da ben dahil hiçbir Cumhuriyet Halk Partili, senin gibi bir kendini bilmezle oturup konuşmaz, sana yalan üreteceğin malzeme vermez.

Biz senin bu Cumhuriyet Halk Partisi’ni yıpratmak adına hazırladığın cılız senaryolarına pirim vermeyiz.

Partililerim duysun, işitsin;

Bu kişi yanınıza gelip, partimizle ilgili dedikodu yapmaya kalkarsa, hak ettiği cevabı verdikten hemen sonra, yanınızdan uzaklaştırın.

AKP’nin taşeronlarıyla bizim işimiz olmaz.

Sizin yaklaşan sonunuz tarihin çöplüğü.

Senin derdin sözüm ona gazetecilik falansa; emekliye verilen sadaka zammı yaz, AKP’nin milleti ne hale getirdiğini, Aydın’ın AKP vekillerinin ne iş yaptığını yaz.

Ne partimle, ne de Aydın Büyükşehir Belediyemizle, ne de Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımızla, prim yapaya, reyting yapmaya uğraşma.

Sırf yazın okunsun diye başkanımızın, belediyemizin, partimiziz adını kullanarak Türk Dili fukarası metinlerle o internet sitesini bari meşgul etme.

Son olarak, Adnan Menderes Üniversitesi’nin sayın rektörüne seslenmek istiyorum;

Hocam;

Bakın hem başhekiminizin şehrimize verdiği zararı bertaraf etmek için çabaladınız. Biz başta siz olmak üzere bu pandemi döneminde canını dişine takan tüm sağlık çalışanlarımıza, hastanelerimize ve üniversitemize teşekkür ediyoruz, şükranlarımızı sunuyoruz. Üniversitemiz biz Aydınlılar için çok kıymetli, özeldir.

Ancak görülüyor ki; sizler, bizler uğraştıkça başhekiminiz sustu, ancak çığırtkanları tepinmeye devam ediyor.

Merak etmeyin onlar tepindikçe ben onlara hak ettiği karşılığı vermeye, şehrimin haklarını korumaya devam edeceğim.

Onlar kurumlarımızı, hizmetleri kıskandıkça, gözlerine gözlerine sokmaktan yorulmayacağım.

Doğruları, gerçekleri yüzlerine birer tokat gibi patlatmaya, devam edeceğim.

Siz sadece Aydın için bir şeyler yapmaya gayret edin, biz bu aymazlardan çok gördük, hepsini tarih mezarlığına gönderdik, bir bir göndermeye de devam ederiz.