Haber Aydın’a Google News'te abone olun


Kriz kahini Prof. Dr. Nouriel Roubini, merkez bankalarının aşırı gevşek para politikalarının küresel ekonomiyi ağır çekim bir tren kazasına sürüklediğini savundu.

2008'de ABD başlayan küresel krizi 2 yıl önceden tahmin eden ve “kriz kahini” olarak anılan Nouriel Roubini, son yayınladığı makalesinde dünya ekonomisi için yine karamsar bir tablo çizdi.

Clinton yönetimi döneminde Beyaz Saray'ın baş ekonomisti olan, New York Üniversitesi İktisat Profesörü Nouriel Roubini, Project Syndicate'te “Yaklaşan stagflasyonist borç krizi” başlıklı bir makale yayımladı. Roubini'nin kötümserliğinin nedeni ise dünyanın 1970'ler tarzı stagflasyon (durgunluğun yanı sıra yüksek enflasyon) dönemine yüksek borç yükü ile giriyor olması.

TREN KAZASINA SÜRÜKLER

Yıllar boyu süren aşırı gevşek para politikalarının, küresel ekonomiyi önümüzdeki yıllarda ağır çekim bir tren kazasına sürüklediğini savunan Roubini, yazısında “Kriz geldiğinde, 1970'lerin stagflasyonu, 2008 sonrası dönemin sarmal borç krizleriyle birleşecek ve büyük merkez bankalarını bir ikileme sürükleyecek” ifadelerini kullandı.

Kriz kahinine göre, ilk devredilecek olanlar yüksek borçlu şirketler ve bu şirketlere borç veren “gölge bankacılık” faaliyetleri yürüten kreditörler olacak. Sonrasında ise sıra borçlu hanehalkına ve onlara kredi veren bankalara gelecek.

Kronik enflasyon ile bu risk hep var

Türkiye'de şimdilik bir stagflasyon riskinden bahsedilemeyeceğini belirten ekonomist Emrah Lafçı, “Türkiye'de kronik enflasyon olduğu için ne zaman küçülme olsa direkt stagflasyona sürüklenir. Önümüzdeki dönem küçülme ihtimal dahilindendir ama bu sene değil” dedi. Hükümetin büyümeyi desteklemek adına faiz indirimi  beklediğine işaret eden Lafçı, “Enflasyonun beklentilerin üzerinde gelmesiyle ihtimal dahilinde olan faiz indirimi şimdilik ( temmuz-ağustos) rafa kalktı. Ancak hiç faiz indirimi yapılmaması gereken dönemlerde de ekonominin gerçeklerine aykırı şekilde indirimler yapılmıştı” dedi.

Merkez bankalarının önemli ikilemi

Roubini, merkez bankalarının yaşayacağı ikilemi ise şöyle anlattı: “Enflasyonla mücadele için geleneksel olmayan politikaları aşamalı olarak kaldırmaya ve politika oranlarını yükseltmeye başlarlarsa, büyük bir borç krizini ve ciddi bir durgunluğu tetikleme riskini alacaklar. Ancak gevşek bir para politikası sürdürürlerse, çift haneli enflasyon ve bir sonraki negatif arz şokları ortaya çıktığında derin stagflasyon riskiyle karşı karşıya kalacaklar.”