Haber Aydın’a Google News'te abone olun

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şöyle:

"Çevresiz insan insansız çevre yalnızca fantastik masalların konusudur. Yaşadığımız hayat masal değildir, insan-çevre ilişkisinin birbirinden soyutlanması imkansızdır. İnsan ya doğayı anlamak, ya hakimiyet kurmak ya da karşılıklı saygıya dayalı ilişki kurmak için çırpınıp durmuştur.

Ekonomi, politik dönüşümler, sosyo-politik gelişimler insan ile çevre arasındaki ilişkileri değiştirmiştir. Hem insan hem çevrenin ihtiyaçlarını aynı anda merkezine koyan fikri ve siyasi arayışlar bir noktadan sonra gerçekçi önerilerin kapısını aralamıştır. Çevre sorunları çevre kirliliği olarak değil, toplumsal, siyasal, ekonomik ve ahlaki sorunları olan bir kavram haline gelmiştir.

"BİR ÇEVRE FELAKETİ İLE KARŞI KARŞIYA OLDUĞUMUZ AÇIKTIR"

Marmara Denizi'nde mart ayından beri baş gösteren deniz salyası istilası çevre üzerinde bir kez daha, daha kararlı, daha dürüst düşünmemize yol açmıştır. Kirli su ve sanayi/tarımsal atıkların etkisiyle ortaya çıkan mikrobiyolojik varlıklar yoğun bir şekilde sahillerimize tutunmuştur.

Bu kaygı verici tablodan her insanımızın rahatsızlık duyması normaldir. Deniz salyasının kıyılarımızda dikey bir hareketle dibe doğru indiği de gözlenmektedir. Deniz canlılarının oksijeni kesilmektedir. Bir çevre felaketiyle karşı karşıya olduğumuz açıktır.

"KIYI PLANLAMASI VE YÖNETİM SİSTEMİ UYGULANMAKTADIR"

Bizim düşüncemize göre çevre sorunlarını kalkınma çevre ikilemi yerine akılcı bir kullanma, koruma ile sürdürülebilir bir politika ile aşmak mümkündür. Ülkemizin bütüncül bir çevre politikasıyla maruz kaldığı risk ve tehditleri en aza çekeceği inancındayız.

Kıyı planlaması ve yönetim sistemi uygulanmaktadır. Entegre çevre politikaları geliştirilmelidir. Biogüvenlik ve GDO tehlikelerini bertaraf etmek için tarım ve çevre politikaları eş zamanlı uygulanmalıdır.

"KİRLİ BİR DENİZİN ETRAFINDA SAĞLIKLI BİR YAŞAM KURULAMAZ"

Marmara Denizi'ne akan derelerin ıslahını yapmakla birlikte, orta Avrupa'dan gelen atıkların Karadeniz'e taşınımı önlenmesi için ülkelerle mutabakat imzalanmalıdır. Kirli bir denizin çevresinde sağlıklı bir hayat kurulamayacaktır.

Günümüz dünyasında çevre sorunlarıyla, insan sorunları birbirinden ayırmak neredeyse hayaldir. Tahrip olmuş bir doğa, talan edilmiş bir medeniyete davetiyedir. Sürdürülebilir bir hayat hedefi çevrenin imarı ve ihyasıyla gerçekleşmelidir.

EL BİRLİĞİNE, İŞBİRLİĞİNE İHTİYAÇ VAR

İnsanın kendisi ve yaşadığı toplum ve doğa ile ilişkilerini düzenleyen kurallar manzumesi olan çevre etiğinin sevgi ve saygıyı pekiştirmesi bize göre formülüdür. Çevre demek vatan demektir, çevreye hürmet çağın şifrelerini çözmenin ilk şartıdır. Deniz salyası ile mücadele konusunda alınacak tedbirlere, uygulanacak politikalara destek vereceğimizi, yapılacak her çalışmanın yanında duracağımızı ifade ediyorum.

Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından hazırlanan eylem planını 7/24 esasıyla deniz salyasını temizleme seferberliğini destekliyoruz. Partilere düşen görev bu meseleyi istismar etmemeleridir. El birliğine, güç birliğine ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır.

SİYASİ ETİK YASASI ÇIKARILMALI

Çevre etiği ne kadar önemliyse siyasi etik kuralları da bir o kadar önemlidir. Siyasi etik yasasının süratle ve mutabakatla çıkarılmasıdır. Siyaset centilmenlik içinde yapılmalıdır.

Siyaset bir savaş hali değildir. Maalesef bugün Türkiye'nin en önemli sorunu, siyasetin kendi içinde yaşadığı açmazlardır. Bunun asıl nedeni siyaset yaptığını zanneden bir kısım zevatın siyasetsizliğin içine gömülmesidir.

Organize suç şebekelerine, terör örgütlerine, Türk düşmanlarına sözcülük yapan köksüz ve kişiliksiz bir muhalefet anlayışı karşımızdadır. Ülkemizdeki muhalefet, iktidarı düşümek için vatanı bile düşürmeye hazırdır.

HDP, CHP ile İP'i çoktan kafeslemiş üzerlerine de kilidi vurmuştur. HDP'nin bir eş başkanı, seçimlerde iş birliğinin kaçınılmaz olduğunu söyleyerek cesur adımları ifade ederken plan çerçevesinde konuştuğunu ihsas etmiştir. Kamuoyunu hazırlama süreci devrededir.

2023 seçimlerinde ne olacağından daha önce devasa olan HDP'nin kapatılması sorunu vardır. HDP'nin kapatılması artık hukukun konusudur. Bundan sonra bütün gözler AYM'ye çevrilmiştir. Kanlı ve karanlık sayfa artık kapatılmalıdır. İhanetin bedelini ödeteceksek daha ne duruyoruz?

"HDP'NİN KAPATILMASI ARTIK HUKUKUN KONUSUDUR"

HDP, CHP ile İP'i çoktan kafeslemiş üzerlerine de kilidi vurmuştur. HDP'nin bir eş başkanı, seçimlerde iş birliğinin kaçınılmaz olduğunu söyleyerek cesur adımları ifade ederken plan çerçevesinde konuştuğunu ihsas etmiştir. Kamuoyunu hazırlama süreci devrededir. 2023 seçimlerine ne olacağından, nasıl bir ortaklık kurulacağından daha önce, devasa bir sorun vardır.

HDP'nin kapatılma süreci ile bölücü vekillerin dokunulmazlık dosyalarının görüşülmesi tavsamaktadır. Yargıtay, AYM tarafından iade edilen iddianamenin eksikliklerini gidererek beklenen davayı dün tekrar açmıştır. Bundan sonra bütün gözler AYM'ye çevrilecektir. Mahkemenin iddianameyi ikinci kez iade seçeneği da kalmamıştır. HDP'nin kapatılması artık hukukun konusudur.

Cevabını aradığımız sorular da şunlardır. Bölücü milletvekillerinin dokunulmazlık dosyalarının TBMM'de görüşülüp karara bağlanması neden geçikmektedir. PKK'lı milletvekilleri adaletin önüne ne zaman çıkarılacaktır? Daha neyi bekliyoruz? Bölücülüğün hesabını soracaksak gün bugündür. TİP'li bir vekilin 'Bu devlet katil bir devlettir' iftiraları karşısında ne yapacağız?

Dokunulmazlığını kaldırıp adalete teslim etmeyecek miyiz? Böyle bir alçak TBMM'de bizimle aynı havayı teneffüs ediyor. HDP'nin kapatılması, hepimizin, özellikle AYM'nin namus borcudur. Hemen hemen her gün şehit veriyoruz. Cami avlularından kahramanlarımızı uğurluyoruz. Terörle mücadeleyi her zeminde kararlılıkla icra ediyoruz.