Aydın’ın Efeler ilçesinde jeotermal kuyusunda patlama meydana gelmişti. Patlamadan sonra saatlerce sıcak suyla beraber insan sağlığına zararlı gazlarda çevreye saçılmıştı. Sıcaklığı 200 dereceye varan sular ise çevredeki zeytin bahçeleri ve tarım arazilerine yayılmıştı.

Vatandaşların büyük tedirginlik yaşadığı patlamadan sonra MB Holding Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Balat vananın bir an önce kapatılmasını dileyerek, “İnşallah burada daha fazla hasar vermeden vanayı kapatabilirler. Arıza karbondioksit basıncı sonucu vana ağzında meydana gelen bir sorundan dolayı oluştu. Arızanın basınç dolayısıyla vana ağzında meydana gelen bir arıza suyun tutulmasını engellemiş. Karbondioksit basıncı azalınca su şiddeti kendi kendine azalacak. Dolayısıyla basınç da kesilmiş olacak” demişti.

Korkunç sonuç : Hidrojen sülfür 232 metreküp!

Patlamadan sonra yapılan ölçümler, MB Holding Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Balat’ın da endişesini doğruladı. Ölçüm sonuçlarına göre maksimum 20 metreküp olması gereken hidrojen sülfür oranının 232 metreküp oranına ulaştığı ortaya çıktı.

HİDROJEN SÜLFÜR NEDİR?

Kimyasal yolla asfiksi oluşturan gazlar, oksijenin doku tarafından alınmasını engelleyerek etki ederler. Hemoglobin ve hücresel enzimlerle birleşip hücresel oksijen kullanımını doğrudan bozarak doku hipoksisi yaparlar. Hidrojen sülfür (H2S) gazı da, kimyasal yolla asfiksi oluşturan zehirli gazlardan biridir.

Maruz kalanların klinik etkileri

Knockdown:

Hidrojen sülfürün akut merkezi sinir sistemi toksisitesine bağlı gelişen, reversible bilinç kaybı. Tablo tam anlamıyla bir düğmeyi kapatır gibi geliştiği için bu isim verilmiştir. Çok yoğun gaz maruziyetinde kurban olay yerinden uzaklaştırılmadığında, hücresel anoksi de duruma eklenip ölümcül olabilir.

Pulmoner Ödem ve İrritasyona Bağlı Toksisite:

Çözünürlüğü düşük olan H2S molekülleri alveoler düzeyde doku hasarı yaparak akciğer ödemine sebep olur. Bu tabloya bağlı ölüm oranı %50’ye yakın düzeyde bulunmuştur.

Gas Eye:

Hidrojen sülfürün irritan etkisine bağlı olarak kornea ve konjontivada oluşan yüzeyel inflamasyondur.

Olfaktör etkiler:

Gaz yoğunluğu düşük düzeydeyken çürük yumurta kokusuna benzer bir koku duyulurken yoğunluk arttıkça nörotoksik etkiye bağlı olarak koku duyusunda azalma gelişir. Yüksek yoğunlukta kokunun az hissedilmesi de toksisiteye maruziyetten kaçılmasını engellemiş olur. Bu koku persepsiyonu tablosunu en iyi ifade eden, gaza maruziyet yaşamış bir petrol işçisinin kendi sözleridir: ‘‘you’re not really in trouble until you can’t smell it anymore’’ (kokuyu hissettiğiniz sürece, gerçekten başınız belaya girmemiştir).