İzmir'de Japonya hükümetinin desteğiyle yürütülen proje kapsamında kurulan kadın kooperatifi, Türk ve Suriyeli kadınlar için geçim kapısı oldu.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Tarım ve Orman Bakanlığı ve Japonya iş birliğiyle düzenlenen proje kapsamında 10'u Suriyeli 20 kadın, aldıkları balık ve midye işleme eğitiminin ardından "Turna Kadın Kooperatifini" kurdu.

Alsancak semtinde midye dolma üretim tesisi açmayı başaran girişimci kadınlar, Çanakkale ve Balıkesir'deki çiftliklerden aldıkları ürünleri işleyip toptan olarak satışa sunmaya başladı.

Siparişe göre çalışan, sağlıklı ve temiz midye üretme iddiasıyla yola çıkan kadınlar, şimdiden yoğun talep görmeye başladı.

Türk ve Suriyeli kadınların el birliğiyle hayallerini gerçekleştirdiği işletmenin farklı üretim alanlarında da yoğunlaşması hedefleniyor.

Farklı gıdalar üzerinde çalışma devam ediyor

Kooperatif Başkanı Derya Davaz, Suriyeli ve Türk kadınların güzel bir dayanışma içinde çalıştıklarını belirterek, kendilerine bu imkanı sunan yetkililere teşekkür ettiklerini belirtti.

Kooperatifin isminin Japonya'da Hiroşima'ya atılan atom bombası sonrası kan kanseri teşhisi konulan 11 yaşındaki Sadako'nun yaşama dileğinin gerçekleşmesi için origami sanatıyla bin turna yapması hikayesinden esinlenerek "turna" olarak konulduğunu anlatan Davaz, Japonya'da barışı simgeleyen turnanın, Suriye'deki savaşın acılarını yaşayan kadınlar için de umut olduğunu vurguladı.

Yemek üretme amacıyla yola çıktıklarını, siparişin yoğun olması nedeniyle midye dolmayla işe başladıklarını belirten Davaz, şu bilgileri verdi:

"Haftanın 7 günü üretim yapıyoruz. 20 kadın burada dayanışma içinde çalışıyoruz. İlk ürünümüz midye dolma, fakat zamanla yeni ürünler ekleyeceğiz. Şu an bununla ilgili çalışıyoruz. Ayrıca midye dolmayı çeşitlendirebiliriz. Amacımız piyasaya güvenilir, temiz gıda sunabilmek. Bakanlığın bizden istediği de bu, bunun için elimizden geleni yapıyoruz. Yaklaşık 1 aylık süreci geçtik. Şu an midye sezonunda değiliz. Buna rağmen yine de ortalama günlük 100 kilo midye işliyoruz. Hedefimiz bunu 300-500 kilolara çıkarmak."

Suriyeli ortaklarla herhangi bir sıkıntı yaşamadıklarının altını çizen Davas, "Herkesin yatkın olduğu işler var. O konuda aramızda bir paylaşım yaptık. Kooperatifçilikte her ortak bu iş yerinin sahibidir. Biz de patron yok çünkü her ortak hak sahibi. Para konusunda da eşit bir dağılım mevcut." dedi.

"Suriyelilere karşı ön yargım vardı"

Ortaklardan 28 yaşındaki Suriyeli Fatma Karzan ise ailesiyle 5 yıl önce Halep'ten İzmir'e geldiklerini ifade ederek, böyle bir işe kavuştuğu için mutlu olduğunu söyledi.

Suriye'de midyenin ne olduğunu bilmediğini, ilk kez İzmir'de tanıştığını belirten Karzan, şöyle devam etti:

"Türkiye'de en güzel şekilde ağırlandık ve aldığımız eğitim sonucu işimiz oldu. Yetkililere ne kadar teşekkür etsek azdır. Burada Türk arkadaşlarımızla birlikte huzurlu bir şekilde çalışıyoruz. Her gün en kaliteli midyeleri üretip müşterilerimize ulaştırıyoruz. Kurduğumuz kooperatif sayesinde kendi işimizin patronu olduk. Aile bütçesine katkıda bulunuyoruz. O yüzden herkes çok mutlu."

Kooperatif ortaklarından Nur Hayat Saklı da daha önce Suriyelilere karşı biraz ön yargılı olduğuna işaret etti.

Bu girişim sayesinde Suriyelilerle kardeş olduklarını anladıklarına dikkat çeken Saklı, şunları kaydetti:

"Her gün saat 08.30’da başlıyoruz, siparişlerimizin saatleri belli ve o saatler gelene kadar midye yapıyoruz. Kendi paramı kazanıyorum. Kendimi geçindirebiliyorum. Benim için çok iyi oldu. Hazirandan önce Suriyelilere karşı bir ön yargım vardı. Bunu ilk duyduğumda 'Suriyelilerle yapamam' diyordum ama onlarla tanıştıktan sonra 'iyi ki onlarla çalışıyorum' dedim. Onlarla çalışmaktan keyif alıyorum. Çok güzel bir iş birliği var aramızda, saygı çerçevesinde birbirimizi dinliyoruz ve çalışıyoruz."