İstanbul Büyükçekmece'de aldığı alkol nedeniyle şeker komasına girerek ölen Kübra Hıracı davasında genç kızı baygın halde pansiyona götürerek onunla birlikte olan Caner Baysan "cinsel saldırı" ve "hürriyeti yoksun bırakma" suçlarından 33 yıl hapis cezası aldı. Tutuklu sanık Baysan "ihmali davranışla kasten öldürme" suçundan ise beraat etti.

Düzce'de yaşayan Kübra Hıracı'nın(20) internetten tanıştığı Caner Baysan(28) ile arasında duygusal ilişki başladı. Genç kız, 22 Aralık 2016 tarihinde otobüse atlayıp İstanbul'da yaşayan Caner Baysan'ın yanına geldi. İkili araç içerisinde alkol almaya başladı. Yanlarına Caner Baysan'ın kuzenleri İdris B(17) ve Doğanay Baysan(21) geldi. Daha sonra pansiyondan oda kiraladılar. Caner Baysan baygın olan genç kızı sırtında pansiyona taşıdı. Ertesi gün öğle saatlerinde pansiyona gelen İdris B. genç kızı sırtına alıp dışarı çıkardı. Üç kuzen baygın genç kızı hastaneye götürdü. Şeker komasına girdiği belirlenen Kübra Hıracı kurtarılamadı.

NİTELİKLİ CİNSEL SALDIRI SUÇUNDAN YARGILANIYOR

Caner Baysan hakkında "Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" ve "Nitelikli Cinsel saldırı" suçlarından 43 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. İddianamede Doğanay Baysan ve İdris B. hakkında "İhmali davranışla kasten adam öldürme" suçundan 24 yıla kadar, "Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi" suçundan 3 yıla kadar hapis cezası istendi. Bakırköy 16'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada müşteki avukatı Ersoy Kılıç söz alarak "Maktul otele baygın halde götürülmüştür. Şeker komasına girmiş bir kişinin acil müdahale edilmesi halinde kurtarılma olasılığı çok yüksektir. Müsnet suçların unsurları oluşmuştur." diyerek sanıkların cezalandırılmalarını talep etti.

Esas hakkındaki savunmasını yapan sanık Caner Baysan'ın avukatı Duygu Eroğlu müvekkili ile Kübra Hıracı arasında gönül ilişkisi olduğunu belirterek şunları söyledi: "Hastane doğru müdahaleyi yapsaydı kurtarılabilirdi. Kübra Hıracı'nın otel odasında ayılmadığının delili yoktur. Tecavüz eden biri mağdurunu hastaneye götürüp onu beklemez. Örtbas etmeye çalışır. Müvekkil ölenin şeker hastası olduğunu bilmiyordu. Ölen daha önceden de defalarca komaya girmiştir. Müsnet suçların oluşmadığı kanaatindeydiz. Beraatini talep ederiz" Sanık avukatlarından Enes Kabadayı da müvekkilinin Kübra Hıracı'yla rızayla cinsel ilişkiye girdiğini, cinsel saldırı suçunun delili bulunmadığını belirterek beraatini talep etti. Son sözü sorulan Caner Baysan "Kübra benim yanıma severek geldi. Aklıma Kübra'ya zarar vermek gibi bir şey gelmedi. Bana yöneltilen suçlamalar doğru değildir. Yaşadığım her şeyi anlattım. Beraatimi istiyorum" dedi.Tutuksuz sanıklar Doğanay Baysan ile Suça Sürüklenen Çocuk (SSÇ) İdris B. de beraatlerini talep etti.

Mahkeme Heyeti, Caner Baysan'a, Kübra Hıracı'ya karşı "nitelikli cinsel saldırı" suçunu işlediği gerekçesiyle 16 yıl hapis cezası verdi. Heyet, sanığın eylemi beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlediği gerekçesiyle cezayı yarı oranında artırarak 24 yıl hapis cezasına yükseltti. Sanık Baysan, cinsel amaçla kendisini savunamayacak kişiye karşı kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan da 9 yıl hapis cezası aldı.Mahkeme sanık Caner Baysan ve SSÇ İdris B. hakkında her ne kadar ihmali davranışla kasten öldürme suçunun unsurları oluşmadığından beraatlerine karar verdi.Sanık Doğanay Baysan hakkında atılı suçlardan beraatine karar veren mahkeme, SSÇ İdris B. hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve nitelikli cinsel saldırı suçuna yardım etme suçlarından suç duyurusunda bulunulmasına karar vererek davayı bitirdi.

"SABAH UYANDIĞIMDA HORLUYORDU"

Caner Baysan ilk duruşma yaptığı savunmasında Kübra Hıracı'yla ciddi ilişkisini olduğunu ve evlenmek istediğini belirterek şunları söylemişti: "İstanbul'a geldi. Alkol aldık. Otele gittik. Otel girişine geldiğimizde Kübra'nın isteği üzerine onu omzuma aldım. Odasına kadar eşlik ettim. Sabah uyandığımda Kübra horluyordu. Uyandırmak istemedim. Kübra'yı kaldıramayınca yeğenimi aradım. Araçla hastaneye gittik. Dualarla uyanmasını beklerken ertesi gün sabaha karşı öldüğünü öğrendim. Kendisi bana şeker hastası olduğunu söyleseydi ona ne alkol kullandırırdım ne de başka bir şey. Kendisi hastayken neye dayanarak bunu içti anlamış değilim. Tahliyemi ve beraatimi isterim."