Son zamanlarda artan soğuk algınlığı nezle ve grip vakaları nedeniyle hastanelerde doluluk oranlarının arttığına dikkat çeken uzmanlar, soğuk algınlığından korunma yollarını anlattı. Manisa Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzman Hekimi Sevil Sapmaz Karabağ, “Kalabalık ortamda bulunacaksak ve şikayetlerimiz varsa mutlaka maske takılmasını öneriyoruz. Hasta olan kişiler maske takmalı. Hapşırık ve öksürükten sonra mutlaka eller yıkanmalı” derken Manisa Şehir Hastanesi Diyetisyeni Furkan Say ise bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekerek “Uykusuzluk, sağlıklı beslenmenin olmayışı ya da stres faktöründen kaynaklanarak bağışıklık sistemimiz düşüyor ve hasta olmaya daha çok meyilli hale gelmeye başlıyoruz” dedi.

Son zamanlarda soğuk algınlığı, nezle ve grip gibi vakaların artış göstermesi ve geçmeyen öksürük şikayetleri hastanelere başvuruları arttırdı. Hastanelerdeki doluluk oranlarının artışına neden olan hastalıklardan korunma yollarını anlatan uzmanlar, özellikle hasta kişilerin maske takmasını ve hasta olmadan bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi amacıyla önerilerde bulundu.

Bu hastalık +45 yaşı ilgilendiriyor... Herkes yaptırmalı! Bu hastalık +45 yaşı ilgilendiriyor... Herkes yaptırmalı!

Hastanelere yapılan başvuruların nedenlerini anlatan Manisa Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzman Hekimi Sevil Sapmaz Karabağ, “Kış sezonundayız ve soğuk algınlıkları arttı. Bunu acil servislerdeki, aile hekimliklerindeki, polikliniklerdeki başvurularda da gözlemleyebiliyoruz. Bunlardan en sık karşılaştığımız halk arasında soğuk algınlığı ve nezle diye bildiğimiz bir virüs tarafından oluşturulan bir tablodur. Bu tablo hafif seyirlidir. Boğazda yanma, öksürük, burun akıntısı, gözlerde sulanma, hapşırıkla seyreder. Bu durumda soğuk algınlığı için bol sıvı alınması, ağrı kesici ve ateş düşürücü tedaviler yeterli olabilir. Bir diğer enfeksiyon etkenimiz de RSV dediğimiz bir virüs.

Bu virüs daha çok çocuklarda enfeksiyona sebep olur. Yine boğaz ağrısı, ateş yüksekliği, halsizlik kendini gösterir. En çok çocuk hastalarda zatürre ve bronşite sebep olabilir ve hastaneye yatışlara neden olabilir. Aynı RSV virüsle oluşan enfeksiyonlar 65 yaş üstü yaşlılarda da hastaneye yatışa ihtiyaç gösterebilir. Bir diğer enfeksiyonumuz da bu sene çok sık karşılaştığımız bizim grip diye bildiğimiz influenza virüs tarafından meydana gelen bir hastalık. Bu biraz daha diğerlerinden farklıdır. Ani olarak başlar. 39 derecelere kadar ateş görürüz. Yaygın kas ve eklem ağrıları olur. Öksürük olabilir. Eğer istirahat edilmez ve uygun tedavi alınmazsa risk gruplarında zatürreye sebep olabilir. Bu zatürre sonucunda hastalarımızı hastaneye hatta yoğun bakıma yatırabiliriz. Gripten korunmak için etkili bir aşımız var. Hala aşısını olmayan varsa aşılarını olabilirler. Çünkü biz bu sezonun mart sonuna kadar sürmesini bekliyoruz. Bir diğer enfeksiyonumuz da korona virüs. Pandemiden bu yana artık biliyoruz. Bu daha çok solunum yolu semptomlarıyla seyrediyor. Zatürreden ziyade burun akıntısı, öksürük, halsizlik, tat ve koku bozukluğu şikayetleri görülebilir. Bunu küçümsememek gerekir. Riskli gruplarda zatürreye çevirebilir” dedi.

“Hasta olan kişiler maske takmalı”

Kalabalık ortamlarda hasta olan kişilerin mutlaka maske takmasını ve hijyen kurallarına uyması gerektiğin hatırlatan Karabağ, “Tüm bu virüslerin ortak özelliği damlacık yoluyla bulaşırlar. Kişinin öksürmesi hapşırmasıyla saçılan partiküller bir süre havada asılı kaldıktan sonra zemine çöker. Buradan da diğer hasta olmayan kişiler bu virüsü alıp kendilerine bulaştırarak hasta olabilir. Bunu önlemek için kalabalık ortamlarda bulunmamak gerekir. Kalabalık ortamda bulunacaksak ve şikayetlerimiz varsa mutlaka maske takılmasını öneriyoruz. Hasta olan kişiler maske takmalı. Hapşırık ve öksürükten sonra mutlaka eller yıkanmalı. Toplu taşıma gibi yerlerde mutlaka maskeli olmalıyız. Okullarda bulaşı azaltmak için çocuklar teneffüs saatinde bahçeye çıkmalı ve sınıfların sık sık havalandırılması gerekir. Bu dönemde antibiyotik kullanılması önerilmemektedir. Tam tersine iyileşmeyi geciktirebilir ve sonraki enfeksiyonlar için direnç gösterebilir. Bu dönemde bizim önerdiğimiz griplerde yatak istirahati diğer virüslerde de bol sıvı alınması, ağrı kesici, ateş düşürücü kullanılması ve iyi beslenme yeterlidir” diye konuştu.

“Bağışıklık sisteminin düşmesi hasta olmaya meyilli hale getiriyor”

Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesiyle hastalıklara karşı dirençli hale gelinebileceğini anlatan Manisa Şehir Hastanesi Diyetisyeni Furkan Say, “Bu soğuk kış aylarında grip gibi nezle gibi hastalıklar artmış durumda. Aslında bu artışların sebebi bağışıklık sistemimizin düşüklüğü. Bağışıklık sistemimizin düşmesine neden olan şeyler genelde uykusuzluk, sağlıklı beslenmenin olmayışı ya da stres faktöründen kaynaklanarak bağışıklık sistemimiz düşüyor ve hasta olmaya daha çok meyilli hale gelmeye başlıyoruz.

Bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için aslında beslenme açısından bakarsak genelde doğru ve doğal besinlerle düzenli bir şekilde beslenme öncelikli hedefimiz. Bu soğuk kış aylarında bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için daha çok tercih edebileceğimiz bazı yiyecekler var. Sağlıklı bir bağırsak, sağlıklı bir bağışıklık sistemi demektir. Sağlıklı bir bağırsağın oluşması için kesinlikle lifli gıdalardan daha fazla tüketerek bağırsak sağlığımızı koruyabiliriz. Kuru baklagiller, sebzeler gibi yiyecekleri daha fazla tüketebiliriz. Bunun dışında C vitamini bizim antioksidan bakımından dolayı bağışıklık sistemini destekleyici özelliktedir. C vitamini kaynakları olan turunçgiller, koyu yeşil yapraklı sebzeler ya da bunun yanında kuşburnu çayı gibi C vitamini yönünden güçlü gıdalardan tüketilebilir. Bunun dışında omega3 yağı yani balık yağı özellikle balıklarda bulunan yağlar bağışıklık sistemini düzenleyicidir. Haftada en azın 1 ya da 2 defa balık tüketimi bağışıklık sistemini destekleyecektir. Bunun yanında bazı baharatlar da bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Zerdeçal, zencefil, nane gibi bazı baharatlar bağışıklık sistemimizi destekleyecektir” ifadelerini kullandı.