Polat Bora Mersin açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Yoksulluk, yokluk, ne yazık ki ülkemizi habis bir ur gibi sardı. Yoksulumuz açlığa, orta direğimiz yoksulluğun da altına geriledi. Bütün bunlar çok değil sadece 20 sene içinde oldu.
Ekonomik gidişatımızı göremeyen, har vurup harman savuran, saraylarla, yüz milyonlarca lira köprü otoyol geçiş paralarıyla, milletin akçesini tüketen AKP, halen daha insanlarımızın feryadına kör, sağır. Sorumluluğu kabullenmek gibi bir erdem ise zaten onlardan beklenecek şey değil.
Yine de ekonomik verileri biraz inceleseler, hatta aslında bir pazara markete girseler neyin ne olduğunu görecekler. Öyle bir noktadayız ki, felaketin boyutunu anlatmak için, büyük bankacı Mustafa Savaş olmaya da gerek yok. Hoş onun anladığından da millet şüpheli ya! Değil mi Bay Savaş, ne dersin? Ekonomimizi nereden nereye taşıdınız? Ben söyleyeyim, sen tıslayadur.
Bakın 2002 yılında AKP 150 milyar dış borçla devralmış yönetimi, bugünse tam 475 milyar dolar, 3 katından fazla.
2002’de 1,30 olan benzinin fiyatı bugün 7,80 civarında, yani 6 katı.
2002’de dolar 1,5 lira, bugün 9 liraya dayandı. Yine 6 katı.
Daha doğrusu bizim cebimiz altı kat küçülmüş.
2002’de çeyrek altı 32 lira, bugün 863. Yani tam 26 katı.
Ve en can alıcı noktaya geliyoruz. 2002’de bizatihi vatandaşın, yani bizlerin bankalara kredi borcu 5,5 milyar lira. Bugün ise bugün ise tam 915 milyar olmuş. Yani 166 kat borcumuz artmış 166 kat.
İşin özeti bankaların esiri olmuşuz milletçe. Şimdi tıslayan bankacımız, buna da tıslar mı fıslar mı bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var o da AKP’nin milletin cüzdanını da parasını da kuş ettiği. Gerçekten ama gerçekten sefalete, açlığa mahkûm bıraktığı.
Sevgili Dostlarım,
Bu kara tablodan kurtulmamızın tek yolu elbette bunların ellerini milletimizin yakasından çekmeleri. Tabi sandıkla. Hepimiz hazır olalım, sandık bizim tek kurtuluşumuz. Bir milletin şaha kalkışının, nefes alışının anahtarı.
Bunlar bavullarını toplarken sadece biraz sabredelim, seçimle bunları yolcu edelim, milletçe yeniden sımsıkı kenetlenip ferahı, bolluğu, mutluluğu yaşayacağız, hem de pek yakında.