Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde ilk namaz için binlerce kişi Ayasofya'ya akın etti. Yunanistan ise bu kutlu günü yas olarak nitelendirerek kiliselerde 'matem çanı' çaldı.

Yunan basınında 24 Temmuz 'kara bir gün' olarak yansıtılırken, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Yunan'a en güzel cevap minberden verdi.

Erbaş, minbere elinde kılıçla çıkarak Yunanistan'a kılıç hakkını hatırlattı.

NEDEN KILIÇLA ÇIKTI?

Türk tarihinde kılıç kuşanmanın ayrı bir önemi vardır. Merasimler düzenlenir, o an bir bakıma ölümsüzleştirilir. Tarihteki Türk devletlerinde ve Osmanlı İmparatorluğunda bu anın anlamı daha da bir özeldir. Padişahların kılıç kuşanma merasimleri, onların yönetimi devraldıkları, hükümdarlıklarını ilan ettikleri anlamına geliyor.

CUMA GÜNLERİ VE BAYRAM NAMAZLARINDA HUTBEYE KILIÇLA ÇIKILIYOR

Osmanlı imparatorluğunda devlette hükümranlığın alameti olarak görülen kılıç kuşanma merasimlerinin yapıldığı mekanlar zaman zaman camiler olmuştur. O camilerden biri de Osmanlı'ya başkentlik yapmış olan Edirne'deki Eski Camii'dir. Kılıç geleneği, kuşanma anlamında olmasa da asırlardır sembolik olarak yaşatılıyor bu camide. Cuma günleri ve bayram namazlarında hutbeye kılıçla çıkılıyor.

DOSTA GÜVEN VERME AMACINI TAŞIYOR

Eski Camide hutbede kılıç taşımanın tabi ki taşıdığı bir mesaj var. Hatta o mesajda kılıcı hangi elle tutacağının dahi özel anlamı söz konusu. Sağ ele alınan Kılıç, "kullanma" niyetini ortaya koyuyor ve düşmanı korkutmayı amaçlıyor. Hutbelerde kılıç sol ele alınıyor. Bu da, dosta güven verme amacını taşıyor.

Emir Sultan Çelebi tarafından 1403 yılında yapımına başlanan eski cami, Çelebi Sultan Mehmet zamanında, 1414 yılında tamamlandı. 1749 yılında yangından, 1752 yılında da Edirne depreminden zarar gören ve 1. Mahmut döneminde tamirat gören cami, Mimar Sinan tarafından yapılan Türk-İslam sanatının en önemli eserlerinden Selimiye Camisi'nin karşısında yer alıyor.