Ege Et’te kesimi yapılan yüksek kaliteli Çine Ovası’nın etleri,  İkbal Tesislerinde  çeşitli türev ürünlerine dönüştürülerek (sucuk, salam, sosis, pastırma, kavurma...) karşılıklı olarak Ege Et ve İkbal Şatış Mağzaları’nda tüketicilere sunulacak.

Aydın Büyükşehir Belediyesi'nin; yerel üreticiden aldığı etleri hijyenik ortamlarda sterilize edip, halka sağlıklı, temiz ve ucuz olarak sunduğu şubelerinin ismi ve şirketi olan Ege Et 5 yıl önce kurulmuştu.

Bölgede hayvancılığın desteklenmesi amacıyla, canlı hayvan kesimi yapmakta, et ve et ürünleri üretip pazarlamakta olan şirket,  son günlerde talebi karşılamakta zorlanır hale geldi. Kentte tatil yapanların dahi memleketlerine dönerken, kilolarca et ve sucuk aldığı  Ege Et için Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, "Ege Et şubelerinin önünde kuyruklar oluşuyor. Bu gösterilen ilgi ve güvenden ötürü çok memnunuz" derken, talebi karşılamak için bu anlaşmayla yeni bir adım daha atmış oldu.

Sadece Aydın halkının değil Ankara, İzmir, İstanbul gibi birçok ilden gelen tatilcilerin hem ekonomik, hem de güvenilir olması nedeniyle Ege Et'i tercih ederken;  tatilcilerin memleketlerine dönerken, kilolarca sucuk ve et götürdüğü EGE ET  ürünleri piyasaya göre yaklaşık yüzde 20  de daha ucuz.

ARACI OLMADAN ÜRETİCİDEN TEMİN EDİLİYOR

Ege Et  ürünleri bölgedeki büyük ve küçükbaş hayvanları aracı olmadan, direk üreticiden alıyor. Gerekli işlemler sonrasında şubelere servis yapıyor. Aracılar olmadığı için vatandaşlar açısından et oldukça ekonomik oluyor. Yine bölgenin yerli hayvanı olduğu ve ithal olmadığı için de daha güvenilir.

KOMŞU İLLERDEN TALAEP VAR

Komşu illerden de Ege Et şubesi için uzun zamandır talep var. Denizli, İzmir ve Muğla gibi birçok ilden de Ege Et şubesi açılması için Aydın Büyükşehir Belediyesi'ne dilekçe yağıyor.

'İKBAL ' ADINI ATATÜRK KOYMUŞTU

Bu arada EGE Et ile birlİkte üretim yapma kararı alan İKBAL Et ise kuruluşunun 100. yılını kutlamaya hazırlanıyor. Adını Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu İkbal'in ilginç bir hikayesi var:

İkbal’in kurucusu Salim Usta, yemek sanatına 1900’lü yılların başında başlar. Sonrasında İstanbul Yıldız Sarayı’nda aşçı yardımcısı olur. Saraydan usta olarak ayrılan Salim Usta , 1922’de ağabeyi ve kardeşiyle birlikte memleketi Afyon’da küçük bir lokanta açarak kendi işini kurar. 1934 yılında Atatürk’ün Afyon’u ziyaret edeceği haberi geldiğinde, ağırlamanın nasıl yapılacağı konusu gündeme gelir.

Dönemin Valisi Ahmet Evrendilek, konuyu Vilayet Başkâtibi Bekir Evrenkaya ile konuşur. Evrenkaya, yemeklerin hazırlığı için Kabaklı Mahallesi Muhtarı Mustafa Pancar’ın oğlu Aşçı Salim Usta’yı çağırabileceğini söyler. Salim Usta, Atatürk’ün yemeği için hazırlıklara fevkalade özenle başlar ve ortaya büyük bir itinayla hazırlanmış, gösterişli bir menü çıkarır. Yemeği ve sofrayı çok beğenen Atatürk, Salim Usta’yı çağırır; hikâyesini öğrenir ve lokantasının adını sorar. “Sen böyle gidersen bahtın çok açık olur. Lokantanın adı da bahtı açık anlamına gelen İKBAL olsun” der. Paşa, Afyon’dan ayrılmadan İKBAL tabelası çoktan yerine takılmıştır.