Prof. Dr. Zafer Kurugöl, an itibarıyla enfekte kişi sayısının 1 milyon 400 bin olduğunu söylüyor. Kurugöl, günlük 200 bin kişinin enfekte olduğunu vurguladı ve "Bu şekilde devam edersek ramazana en az 60 bin vakayla gireriz." diye konuştu.

EGE Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zafer Kurugöl, vaka sayısındaki hızlı yükselişten endişeli olduğunu belirtti.

“Bir kişinin bulaştırıcılığının en az 7 gün sürdüğünü düşünürsek, toplamda ülkemizde an itibariyle 1 milyon 400 enfekte kişi olduğunu söyleyebiliriz” diyen Prof. Dr. Kurugöl Hürriyet’ten Meltem Özgenç'e şunları söyledi:

40 BİN, BUZDAĞININ GÖRÜNEN KISMI

“Ülkemizde vaka sayıları son günlerde 40 binlerin üzerine çıktı. 84 milyon nüfusu olan bir ülkede günlük 40 bin vaka olması insanlara pek bir şey ifade etmeyebilir ama gerçek rakamlar bunun çok üzerinde. Şimdiye kadar yapılmış araştırmalar ve son olarak 50 ülkenin verilerinin değerlendirildiği çalışma şunu net olarak gösterdi ki, gerçek vaka sayısı test ile saptanan vaka sayısından 5 ila 20 katı daha fazla. Buradan yola çıkacak olursak, ülkemizde 40 bin vaka saptandığına göre, günlük 200 bin kişi enfekte oluyor demektir. Bir kişinin bulaştırıcılığının en az 7 gün sürdüğünü göz önüne alırsak ülkemizde an itibariyle 1 milyon 400 bin enfekte kişi var demektir. Bunlardan 1 milyondan fazlası da virüsü taşıdığından habersiz aramızda dolaşıyor. AVM’ye giriyor, metroya biniyor, markete ve hastaneye gidiyor. Çünkü farkında değil. Biz buzdağının sadece üst kısmını görüyoruz.

AŞILAMANIN HIZLA DEVAM ETMESİ GEREK

Bu nedenle insanların bu gerçeği bilerek hareket etmeleri, korunma önlemlerine çok daha sıkı sarılmaları gerekir. Aşılama son günlerde hızlandı. Bunun daha da hızlanarak devam etmesi gerekir. Önlemlerin sıkılaştırılması da şart. Önlemleri sıkılaştırmak için ramazana kadar beklemenin doğru olmadığını düşünüyorum. Bu şekilde devam edersek ramazana en az 60 bin vakayla gireriz. Yoğun bakımlarda doktorlar hastayı seçerek almak zorunda kalırlar. Ölüm sayısı yükselir. Bundan endişe duyuyorum. Şu anda bekleyip görülecek vakit değil, hızla hareket edilecek vakit.”