Büyükşehir Belediye Başkanları Muğla buluşmasının açılış konuşmasını ev sahibi Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr.Osman Gürün yaptı. İstanbul, İzmir, Adana’dan sonra dördüncü Büyükşehir Belediye Başkanları toplantısına ev sahipliği yapmaktan dolayı mutlu olduklarını söyleyen Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün seçimden sonra çıkarılan, değiştirilen yasalarla üvey evlat muamelesi görmelerine rağmen ortak akıl, işbirliği içinde vatandaşlara en iyi hizmeti vermek için çalıştıklarını söyledi.

Başkan Gürün, “Büyükşehir başkanları buluşmamızı Muğla’mızda yapıyoruz. Muğla; herkesin çok yakından bildiği ilçeleri ile bir turizm kenti olarak bilinir. Yerleşik nüfusu 1 Milyon, yazlık nüfusu 5 milyona yaklaşan bir şehir. Bilinenin aksine sadece turizm değil aynı zamanda tarım kenti. Nüfusunun yüzde 55’i kırsalda yaşayan, bereketli topraklara, başat ürünlere sahip bir şehir. Toprağımıza, yerli tohumumuza sahip çıkıyoruz, köylümüzü, kooperatiflerimizi destekliyoruz. Çünkü ülkemizin geleceğinin tarım olduğunu biliyoruz. Muğla birbirinden değerli ilçeleri ile sadece Muğlalılar ait olmayan özel bir şehir. 1480 km kıyı şeridi, doğal güzellikleri ve antik kentleri ile korunması gereken bir şehir. Belediyelerimiz kendilerine verilen yetkilerle şehirlerimizi koruyabilmeli. Oysa Ankara’da alınan imarla ilgili, madenle ilgili bir karar bizlerle paylaşılmıyor. İmar konusunda 4 kurum yetkili ve karar alabiliyorlar. Yetkilerin Büyükşehirlerde olup denetim mekanizması merkezi hükümet olmalı” dedi.

Özellikle 31 Mart seçimlerinden sonra değiştirilen ve çıkarılan yasalarla hizmetlerin engellenmeye çalışıldığını ileri süren Başkan Gürün, “Oysa bizler oylarıyla görev başına geldiğimiz halkımıza hizmet etmek istiyoruz. Ayrıştıran, ötekileştiren dil yerine sevgi, hoşgörü diline ihtiyacımız var. 11 Büyükşehir’e yapılan baskı bize değil hizmet ettiğimiz hemşehrilerimize yapılıyor. Kimseyle kavgamız yok. Bugün 11 Büyükşehir Başkanı buradayız. Toplantılarımızın amacı ortak akıl, işbirliği, dertleşme ve çözüm üretme, çünkü sorunlarımız ortak. 11 Büyükşehir, ülke nüfusumuzun yaklaşık 40 Milyon vatandaşının yaşadığı şehirler. Türkiye’nin lokomotifi, ekonomiyi ayakta tutan, ülkemizin sacayağı olan şehirler. Vatandaşlarımız ‘Gökdelen siyaseti’ yerini ‘gönül siyaseti’ istiyor. Bu toplantıların amacı bu, her eve nasıl girebiliriz, her vatandaşımıza nasıl ulaşabiliriz, her yüzde gülümseme, gönülde nasıl umut olabilirizi konuşuyoruz. Bugünkü toplantımızın konuları pandemi, turizm ve deprem. Pandemi ile ilgili çok değerli Prof. Dr. Kayıhan Pala, depremle ilgili çok değerli Prof.Dr.Naci Görür, turizmle ilgili yine çok değerli Osman Ayık bugün bizlerle. Çok değerli hocalarımıza bizlerle oldukları için teşekkür etmek istiyorum” dedi.

Büyükşehir Belediye Başkanlarının eşleri ve Başkan Özlem Çerçioğlu’ndan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasına ortak açıklamayla tepki

CHP’li 10 büyükşehir belediye başkanlarının eşleri ve Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’ndan, Cumhurbaşkanı imzasıyla İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine tepki geldi. Yapılan ortak açıklamada, “Çok üzgünüz, öfkeliyiz, ama asla yılgın, güçsüz ya da umutsuz değiliz. Kadınlar tarih boyunca olduğu gibi hakları için mücadele etmeye var güçleriyle devam edeceklerdir” denildi.

CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanları Buluşması’nın dördüncüsü “Pandemi, Turizm, Deprem” konu başlıkları ile Muğla’da yapılıyor. 10 büyükşehir belediye başkanının eşleri ve Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmesiyle ilgili olarak bu sabah basın toplantısı düzenledi. Açıklamaya CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanları da destek verdi. 

“TARİHİMİZDE KARA BİR LEKE OLARAK KALACAKTIR”

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ün eşi Gülsüm Gürün’ün okuduğu ortak açıklamada, kadınların tepkisi şöyle dile getirildi:

“Türkiye’de yaşayan kadınlar olarak 20 Mart 2021 tarihinde çok karanlık bir güne uyandık. Gece yarısı açıklanan bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Türkiye Cumhuriyeti, ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden ayrıldı. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi adına çok kıymetli olan bu sözleşmeden çıkılması, tarihimizde kara bir leke olarak kalacaktır. Çok üzgünüz, öfkeliyiz ama asla yılgın, güçsüz ya da umutsuz değiliz. Kadınlar tarih boyunca olduğu gibi hakları için mücadele etmeye var güçleriyle devam edeceklerdir. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KORUR”

Burada İstanbul Sözleşmesi’nin maddelerinden ve amacından kısaca söz etmek istiyoruz ki neye karşı çıkıldığı biraz daha iyi anlaşılsın. İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddeti bir insan hakları ihlali olarak tanımlar. Kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmayı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını, kadın haklarının korunmasını hedefler. Devletlerin kadına yönelik şiddeti yok etmek, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak adına yasal düzenlemeler ve politikalar hayata geçirmesi gerekliliğinden söz eder. İstanbul Sözleşmesi kadınları, kız çocuklarını ayrımcılıktan, şiddetten, tacizden korur.

“SİZİ RAHATSIZ EDEN NEDİR?”

Şimdi soruyoruz. Bunda sizi rahatsız eden nedir? Sadece bu yılın ilk üç ayında 80’e yakın kadın erkekler tarafından öldürülmüşken, yurdun dört yanında kadınlar tacize ve şiddete uğruyorken bu kararı alma nedeniniz nedir? Siz kız çocuklarımız geleceğe umutla bakmasın, kadınlar hayatın her alanında eşitsizlikle mücadele etsin, şiddete, tacize uğrasın mı istiyorsunuz? Türkiye Cumhuriyeti bu Orta Çağ karanlığına mahkum değildir. Bu karar hayata değil cinayete, eşitliğe değil erkek zorbalığına destek vermektir. Bu kararın alınmasında etkisi olan kim varsa kadına yönelik şiddetin sorumluluğu onların üzerinde olacaktır.

“TOPLUMUN HER KESİMİNİN BU UĞURDA MÜCADELE EDECEĞİNE İNANCIMIZ TAM”

Buradan Türkiye’nin her köşesinde yaşayan kız kardeşlerimize sesleniyoruz. Yılmak, vazgeçmek, geri adım atmak yok. Haklarımız için her zamankinden daha büyük bir azimle mücadele edeceğiz. Her yerde var olmaya devam edeceğiz. Kadına yönelik şiddete sessiz kalmayacağız. Kadınları yaşatacağız. Toplumun her kesiminin bu uğurda mücadele edeceğine dair inancımız tam. Birlikte güçlüyüz, birlikte başaracağız. Hiçbir kararın bizim inancımızdan ve azmimizden güçlü olmadığını biliyor İstanbul sözleşmesi yaşatır diyoruz.”