Bülbül’ün TBMM Başkanlığı’na sunduğu önergenin gerekçesinde, “Meslekleri gereği siyasi iktidarın talimatlarına uymayan, sadece kanunlardan aldığı yetki ile bağımsız ve adil kararlar veren hakim ve savcılar bu kararnamelerle ile baskı altına alınmaktadır. Mevcut yapıda yürütmenin tek kişide toplandığı bir dönemde tek kişinin atadığı bakan ve bakan yardımcısının HSK da yer alması sorunlu bir hal almış, tek adamın tamamen kontrolünde bir yapı olmuştur. Bu kararname ise HSK’nın yapısının tekrar güçlü bir şekilde tartışılması gerekliliğini ortaya koymaktadır” ifadeleri yer aldı.

“Yürütmeye bağlı yargının aşamaları”

Anayasa’da yer alan “yargı bağımsızlığı” maddelerinin HSK kararnamesiyle hiçe sayıldığı belirtilen gerekçede, “Vermiş oldukları kararları iktidar tarafından beğenilmeyen hakimlerinin sürgün gibi tayin edilmesi yürütmenin yargı üzerindeki etkisini ortaya koymaktadır. HSK’nın kararnamesi objektif ölçütlerin dışında yürütmeye bağlı bir yargı oluşturmanın aşaması olduğu açıkça bellidir” denildi.