CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Kanal İstanbul Projesi'nin pek çok yönden risk taşıdığını ileri sürerek, iktidara gelmeleri halinde müteahhitlerin parasını ödemeyeceklerini söyledi.

Özel, partisinin Manisa il başkanlığından düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, Kanal İstanbul ile ilgili önceki belediye yönetiminin 2018 yılında imzaladığı protokollerden çekildiğini hatırlatan Özel, projenin halk desteğini kaybettiğini, İstanbul'un seçilmişlerinin de bu projeyi istemediğini savundu.

Projenin hukuka, bilime ve vicdana da uygun olmadığını ileri süren Özel, şöyle konuştu:

"Türkiye Mühendis ve Mimarlar Odası Birliği bir komisyon oluşturdu. Bütün odalar, türlü yönleriyle riskleri paylaştı. Biri diyor ki '20 bin futbol sahası kadar yer kazılacak, 3'te biri meşe ve kayın ormanıdır yapmayın'. Diğeri, 'İstanbul'un yüzde 29'un suyunu veren Sazlıdere Barajı ve akan bütün dereler ortadan kalkacak, yapmayın'. Kimi diyor ki '70 tür canlının yuvası yok olacak, yapmayın'. Jeoloji Mühendisleri Odası da diyor ki 'Diri fayların ucu var burada, tetiklemeyin, İstanbul'un sonunu getirmeyin.' Biz bunlara bakarak ve orada toplanacak 2 milyon kişinin İstanbul'u felç edeceğini düşünerek, Kanal İstanbul'a karşıyız."

Özel, Kanal İstanbul Projesi'ni savunanların CHP'ye saldırdığını da öne sürerek, "İktidara geldiğimizde İstanbul'un bağrına bu hançeri saplayanları, orada bu hafriyatı yapıp Trakya'yı iki parçaya bölenleri, bunun için para isteyenleri unutmayız, bu müteahhitlerin de parasını ödemeyiz diye uyardık. 'Devlette devamlılık esastır' diyorlar ama kalkınmada, hukuk devletinde, dış politikada, sosyal devlette devamlılık esastır. Rüşvette, yolsuzlukta, liyakatsizlikte, peşkeş çekmekte, ulusal çıkarların zedelenmesinde devlette devamlılık olmaz." ifadesini kullandı.

Libya ile yapılan anlaşmalar

Özgür Özel, soru üzerine, Türkiye ile Libya arasında imzalanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası'na ilk desteği veren parti olduklarını, anlaşmanın Meclise geldiği gün gereken desteği verip, Meclisten geçirdiklerini anlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Deniz sınırların üzerinden yapılan münhasır bölge anlaşması gecikmişti ve 10 yıl önce yapılması gerekiyordu. Bizim desteklediğimiz anlaşma buydu ama arkasından Libya'ya asker gönderme anlaşması getirdiler. Karışmış, birbiriyle çatışan ve Mehmetçiğimizin güvende olmayacağı bir bölgeye asker gönderilmek isteniyor ve Mehmetçiği Libya'daki karışıklığın içine koymak istiyor. Biz buna karşıyız."