Aydın’da kendisi gibi ziraat mühendisi olan oğlu ile birlikte peyzaj uygulama üzerine kurulu iş yerinde çalışan ve yaklaşık 50 yıldan bu yana da müzikle iç içe yaşayan Şevket Tokgöz, bahçe evinde oluşturduğu fasıl odasında müziğini icra ediyor. Beste yapmasının yanı sıra kendi çaldığı bazı müzik aletlerinin imalatını da gerçekleştiren Tokgöz, çok sevdiği doğayla iç içe yaşamında fidanlar yetiştiriyor ve ayrıca onlarca sokak hayvanına bakıyor. 

Sanatını icra ederken hiçbir zaman ticari amaç gütmediğini söyleyen Tokgöz, “Yaylı, vurmalı, telli ve nefesli olmak üzere oluşturduğum fasıl odamda 160 tane müzik aletim var. Kendime has bir koleksiyon oluşturdum. Herkes ziyaretime geliyor. Özellikle öğrenciler geliyor. Gelmek isteyen herkese kapım açık. Hatta yetenek vaat eden öğrencilere müzik aleti verdiğim bile oluyor. Çünkü onların yaşadığı şeyleri ben de yaşadım. Bunlar para ile ölçülemeyecek şeyler, paradan kıymetli şeyler var hayatta” dedi. 

Eseri kabul edilen tek isim oldu 

Gençlerden musikiye sahip çıkmalarını isteyen Tokgöz, “Musiki sanatı, insanların duygularını yansıtıyor. Aşkları, sevdaları, özlemleri dile getiriyor. Biz bunun değerini bilmiyoruz, bizim önce kendi sanatımızı öğrenmemiz gerekiyor. Yeniden dünyaya gelsem yine musiki sanatı ile uğraşırdım. Bugüne kadar tamamladığım 2 beste TRT tarafından kabul edildi. Şimdi tamamladığım 5 besteyi daha göndereceğim. Bunların da değerlendirmeden geçeceğini düşünüyorum. Çünkü ben, TRT’nin standartlarına uygun çalışmalar yapıyorum. Bugüne kadar Aydın’ın TRT’den besteleri geçen tek isim olduğumu öğrendim. Bu beni çok onurlandırdı. Bestelerimden elde edeceğim gelirin tamamını LÖSEV’e bağışlıyorum. Çünkü ben musikiyi yaşatmak istiyorum, amacım para kazanmak değil. Bunun dışında doğa ve hayvanlarla uğraşmayı seviyorum. Emekli maaşımın 3’te 1’ini sokak hayvanlarının beslenmesine harcıyorum” şeklinde konuştu.