Muğla’nın tarihi kapı tokmakları, temsil ettikleri kültür ve yaşam biçimiyle beraber yok olmak üzere. Yaklaşık 150 yıl önce, çoğunlukla Rum ustalar tarafından yapılan, zarafeti ve şıklığıyla göz dolduran, bir dönem mukaddes bile sayılan kapı tokmakları, şimdilerde yaşam savaşı veriyor. Çok azının günümüze ulaşabildiği bu sanat eserleri, teknolojiye yenik düşerek yerini otomatik kapı zillerine bıraktı.

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Prof. Dr. Namık Açıkgöz, tokmakların sayılarının hızla azalmasının üzüntü verici olduğunu belirterek, "Muğla’nın en güzel mimari örneklerinden tarihi evlerin çoğunda, kuzulu kapı bulunur. İki kanatlı büyük bir kapının içinde yer alan ve ’kuzu’ olarak adlandırılan, aile mahremiyetini esas alan bu ahşap kapılar, içeriye doğru açılır. Üzerinde bulunan ve aksesuvar gibi görünen kapı tokmakları, ev halkının sosyal, kültürel ve estetik duyguları hakkında birçok manayı ihtiva eder. Muğla’daki kapı tokmaklarında çok fazla çeşit yoktur. Ağırlıklı olarak ördek, halka ve genellikle de el biçiminde yapılır. Evin hanımı, kapıyı açmadan kimin ve ne için geldiğini anlayabiliyordu. Evin beyi geldiğinde tokmak iki kez çalınırdı. Çocuklar hızlı ve sert aralıklarla vurur, misafirler ise daha yavaş ve aheste vurmayı tercih ederdi. Tokmaklar fonksiyonel işlevlerinin yanında sanat eseri özelliği de taşıyordu. Her evin tokmağının farklı olması çıkardığı sesi de farklı kılıyordu. Muğla’nın tarihi kapı tokmakları, temsil ettikleri koca bir kültür ve yaşam biçimiyle beraber yok olmak üzere. Bir şekilde bunun önüne geçilmesi gerekir. Çalınan tokmaklar antikacılara bile satılmış olabilir" diye konuştu.