Dünya

Doğayı koruma çalışmaları 28 türü yok olmaktan kurtardı

İngiliz bilim insanları, doğayı koruma kapsamında yapılan çalışmaların, 1993 yılından bu yana en az 28 kuş ve memeli türünü yok olmaktan kurtardığını belirtti. Araştırmacılar, çalışma kapsamında dünyanın en çok tehdit altında bulunan 73 türünü analiz etti ve koruma önlemleri uygulanmaması halinde kaçının neslinin tükeneceğini hesapladı.

Abone Ol

Uçurumun kenarından dönen türler arasında Porto Riko papağanı, Moğol vahşi atı, İber Vaşağı ve Yeni Zelanda'nın göçebe kuşu olan kara uzunbacak gibi türler yer alıyor.

İngiltere’de yer alan Newcastle Üniversitesi’nden araştırmacılar, Uluslararası Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) kırmızı listesinde yer alan riski tükenmekteki 73 hayvanla ilgili 137 uzmanın çalışmalarını derledi.

Türlerin her birinin, 1993'ten bu yana herhangi bir noktada, aşırı tüketim ve insan faaliyetleri nedeniyle 250'nin altına düşen toplam popülasyona sahip olduğu ve süregelen tehditler mücadele ettiği açıklandı. Araştırmacılar her türün popülasyon büyüklükleri karşılaştıkları tehditler ve onları korumak için alınan önlemleri inceledi.

SON 30 YILDA 28 TÜR KURTULDU Bilim insanları, daha sonra bu bilgilerden yola çıkarak, korunma tedbirleri alınmadığı takdirde incelenen türlerin neslinin tükenme olasılığını hesapladı. Araştırmacılar, koruma çabalarının olmaması halinde yok olma oranının yaklaşık 3–4 kat daha yüksek olacağını ve tahminen 21–32 kuş ve 7–16 memeli türünün 1993'ten beri yok olmaktan kurtulduğunu açıkladı.

Sonuçları Conservation Letters adlı dergide araştırmada yayımlanan çalışmada, nesli tükenmekten kurtulanlar hayvanların arasında, Porto Riko papağanı, Moğol vahşi atı, İber Vaşağı ve Yeni Zelanda'nın göçebe kuşu olan kara uzunbacak gibi türlerin yer aldığı belirtildi.

AYNI DÖNEMDE 15 TÜRÜN İSE NESLİ TÜKENDİ Konuyla ilgili açıklama yapan araştırmanın yazarlarından Phil McGowan,"Bu bir umut ışığı, eyleme geçersek bir türün son bireylerinin geri dönüşü olmayan bir şekilde kaybını önleyebiliriz. Ancak aynı dönemde 15 kuş ve memeli türünün neslinin tükendiğini unutmamalıyız” dedi.

KORUMA ÇABALARI BAZEN YETERLİ OLMUYOR Öte yandan araştırmacılar, bazı durumlarda koruma çabalarının yeterli olmadığını belirtti. Örneğin, Californiya Körfezi'ndeki körfez muturu veya 'Phocoena sinüs adı verilen domuz balığı türünün, balıkçılığın verdiği zararı en aza indirme çabalarına rağmen sayılarının düştüğü belirtildi.

"BU BİR HAREKETE GEÇME ÇAĞRISI" McGowan, ``Biyoçeşitlilik kriziyle ilgili genellikle kötü hikayeler duyuyoruz ve hiç şüphe yok ki, insan faaliyeti yoluyla biyoçeşitlilikte benzeri görülmemiş bir kayıpla karşı karşıyayız. Yeterli çaba gözterilirse varsa, tüm türlerin kaybı durdurulabilir. Bu bir harekete geçirme çağrısıdır: vahşi yaşamı korumak ve yok oluşu önlemek için şimdi harekete geçersek neleri başarabileceğimizi bu çalışma gösteriyor” dedi.

Bununla birlikte, kurtarılan türlerden bazıları şimdi sadece hayvanat bahçelerinde ya da bakım evlerinde esaret altında var oluyor. Ancak, araştırmacılar onların gelecekte vahşi doğada yeniden var olabileceğini belirtti.

VAHŞİ ATLARIN SAYISI ARTTI Bu kapsamda Moğolistan’a özgü olan 'Przewalski'nin atı' veya 'Equus ferus' olarak bilinen türün 60’lı yıllarda vahşi doğada nesli tükendiği, ancak doksanlarda başlayan bir korumu programı ile sayısının arttırıldığı belirtildi. Türe özgü ilk yabani tay 1996'da doğdu ve bugün Moğol bozkırlarında 760 vahşi at geziyor.

Diğer taraftan, Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından yayımlanan dün “Yaşayan Gezegen İndeksi”nde vahşi yaşam popülasyonlarının 50 yıldan kısa bir süre içinde yüzde 70’inin yok olduğu belitilmişti. Milyonlarca yıldır böyle bir azalışın görülmediğini belirten uzmanlar, durumun temel nedeninin aşırı tüketim ile insan faaliyetleri olduğunu ve yakın bir gelecekte insanların sağlığını ve ekonomik geçim kaynakları etkileyecek yeni tip corona virüs pandemisi gibi bir dizi felakete neden olacak

VAHŞİ YAŞAMIN YÜZDE 70'İ SON 50 YILDA YOK OLDU